Araştırmacılar İspanya’da bir mağarada, şimdilerde Sima de los Huesos veya Pit of Bones olarak bilinen yerde bir toplu mezar buldular. 52 parçadan oluşan kırık kafatası parçalarını bir araya getirdiklerinde ise şaşırtıcı bir keşif yaptılar.
430.000 yıl öncesine ait bu kafatasının cinsiyeti veya başka özelliklerine dair bir belirleme yapılamadı. Ama birleştirilen kafatasında meydana gelen kırıklar bu kişinin öldürüldüğünü gösterdi.
Bir mağaranın derinliğinde bulunan kafatasının bir düşme sonucu ölümcül bir yaraya sebep olması olasılık dahilinde olmasına rağmen araştırmacılar bu kurbanın öldürüldüğünden emindiler.
Bilim insanları kaza sonucu düşme sonucu ve kişiler arasında gerçekleşen şiddet vakalarını modern verilerle karşılaştırdılar. Tek mantıklı açıklamanın başka bir kişinin yüz yüze saldırısı olması gerektiğini buldular. Kemiklerin iyileşmeye başladığına dair hiçbir kanıt görmediler, bu da kişinin vurulduktan hemen sonra veya çok kısa bir süre sonra öldüğünü gösteriyor. Deliklerin neredeyse aynı boyut ve şekli, ölüm nedeninin aynı nesneyle kafaya tekrar tekrar darbeler olduğuna inanmalarına neden oldu.
Araştırmacı Nohemi Sala ve meslektaşları, kurbanı ve kuyudaki diğer bulunan kemiklerin sahiplerini Homo heidelbergensis olarak bilinen Neandertallerin ataları olarak tanımladılar.
Böylece,”Dünyanın ilk cinayeti” 430.000 yıl önce, ilk homo sapiens fosillerinin ortaya çıktığı Orta Pleistosen döneminde meydana gelmiş oldu. Kurbanın kalıntıları İspanya’nın Atapuerca Dağları’nda bulunan “Kemik Çukuru” nda bulundu.
2015 yılında PLOS One’da yayınlanan bir araştırma makalesinde Üç boyutlu analizleri kullanarak, ölüm anında veya sonrasında meydana gelen kırılmaları bir araya getirdiler. Kafatası girintileri ölüm nedeninin “ölüm anında kafaya künt kuvvet travması” olduğunu gösteriyordu. Görünüşe göre bir saldırgan, kurbana aynı nesneyle en az iki kez vurdu. Tabii ki bu bir cinayet olsa bile cinayet zanlısının kim olduğunu bilmek artık imkansızdı.
Bazı bilim insanları “kemik çukurunda” bulunmuş olanların toplu bir katliama işaret ettiğine inansalarda, Araştırmacı Nohemi Sala ve meslektaşları sonuçların böyle bir duruma işaret etmediğini belirtti. Alanın bir suç mahallinden çok törensel bir mezarlık alanına benzediğini, Homo heidelbergensis’in biraz ritüel hissine sahip olduğunu ve ölüleri yerde çürümeye bırakmadığını belirttiler.
Kaynak: https://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0126589 adresinden makalenin tamamını okuyabilirsiniz