15 August 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

9.000 Yıl Önce Kadınların Toplumdaki Yeri Nasıldı? Çatalhöyük’te Yeni Bulgular Bu Soruyu Cevaplıyor

Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük, 9.000 yıl öncesine ışık tutmaya devam ediyor. Neolitik döneme ait bu yerleşim alanında yapılan son araştırma, kadınların toplumsal rolüyle ilgili çarpıcı bulgular ortaya koydu.

Türkiye, Danimarka, İsveç ve ABD’den bilim insanlarının yer aldığı uluslararası ekip, Çatalhöyük’te bulunan 131 bireyin genetik materyalini analiz etti. Araştırmanın sonuçları, 2024 yılında prestijli bilim dergisi Science’ta yayımlandı.

Kadın Soyu Hanelerin Şekillenmesinde Belirleyici

Çatalhöyük halkı ölülerini yaşadıkları evlerin altına gömüyordu. Ancak yapılan genetik analizler, aynı evde gömülü bireylerin çoğunlukla birbirine akraba olmadığını ortaya koydu. Buna karşın, kadın soyuna dayalı genetik bağların daha güçlü olduğu tespit edildi.

Bonn Üniversitesi’nden arkeolog Dr. Eva Rosenstock, bu bulguları şöyle yorumluyor:

“Kadın soyundan gelen bağlar erkeklere kıyasla daha belirgindi. Bu, hane yapılarının kadınlar etrafında şekillendiğini gösteriyor.”

Bu durum, toplumsal organizasyonun matrilokalite – yani evlilik sonrası kadının ailesiyle yaşama düzeni – şeklinde işlediğine işaret ediyor. Ancak tam anlamıyla bir anaerkil toplum (matriarkat) söz konusu değil. Yine de kadınların ev içindeki merkezi rolü, toplumsal statülerine dair güçlü ipuçları veriyor.

Kazılar ve Genetik Süreklilik

2006–2013 yılları arasında Dr. Rosenstock’un liderliğinde yürütülen kazılarda, Batı Höyük’te iki yeni doğmuş bebeğe ait iskelet bulundu. Bu bebeklerin genetik yapıları, Doğu Höyük’te gömülü bireylerle aynı gen havuzuna ait olduklarını gösterdi. Bu da Doğu ve Batı Höyük arasında kültürel ve biyolojik süreklilik olduğunu ortaya koydu. Önceki varsayımların aksine, yerleşimin birkaç yüzyıl boyunca kesintiye uğramadığı anlaşıldı.

Dr. Rosenstock, kazı süreci ve genetik analizlerle ilgili şu bilgileri paylaştı:

“Bu yöntemler bir süredir mevcut, ancak örnekleri oluşturan materyal yeni. Birkaç yıl öncesine kadar dişler genetik materyal için en iyi kaynak olarak görülüyordu. Oysa, insan vücudundaki en yoğun kemik olan petröz kemik, DNA’yı çok daha iyi koruyor.”

Çatalhöyük’teki Batı Höyüğü’nde bulunan ve M.Ö. 5900 ila 5800 yıllarına tarihlenen iki bebek, başları ve bacakları sola dönük olacak şekilde yüzüstü gömülmüştür. Olağanüstü korunmuş iskelet, 2009 yılında Eva Rosenstock ve Peter F. Biehl yönetiminde Jana Anvari tarafından bulundu. Jennifer Byrnes ayrıntılı osteolojik çalışmaları gerçekleştirmiştir. © Çatalhöyük Araştırma Projesi / Peter F. Biehl

Araştırma ekibi, iskeletleri uygun arkeolojik prosedürlere göre kazıp osteolojik (iskelet bilimi) verilerini kaydetti. Böylece örnekler, genetik analizlere anlamlı bir bağlamla birlikte sunuldu. Kurak karasal iklimin zorlayıcı koşullarına rağmen, petröz kemik sayesinde DNA analizleri başarıyla gerçekleştirilebildi.

Toplumsal Cinsiyet ve Hane Yapıları

Genetik analizler, hane yapılarının sadece biyolojik akrabalığa dayanmadığını, bunun yerine kültürel, sosyal ve muhtemelen ekonomik faktörlerin de etkili olduğunu gösteriyor. Kadın soyuna dayalı genetik yakınlık, kadınların hane birimlerinin temelini oluşturduğuna işaret ediyor.

Ayrıca, kadın mezarlarında daha zengin mezar eşyalarının bulunması, kadınların toplum içindeki yüksek statüsünü yansıtan bir diğer önemli bulgu.

Evlerin Ataların Üzerine Kurulması

Çatalhöyük’te evler, önceki yapıların kalıntılarının üzerine inşa ediliyordu. Bu, yalnızca yerleşim dokusunun dikey olarak gelişmesine neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda atalara dayalı bir yaşam kültürü oluşturuyordu. İnsanlar, kelimenin tam anlamıyla atalarının kalıntılarının üzerinde yaşamlarını sürdürüyorlardı.

Ancak MÖ 6000 civarında bu gelenek kısa bir süreliğine kesintiye uğradı ve yerleşim Batı Höyük’e kaydı. Yeni kazı ve analizler, bu geçişin radikal bir kültürel kopuş değil, evrimsel bir süreklilik olduğunu ortaya koydu.

Kadınların Gücü Ne Zaman Geri Plana Atıldı?

Bu araştırma da sunulan yeni bulgular, Neolitik çağda kadınların sadece ev içinde değil, toplumun genel yapısında da önemli roller üstlendiğini gösteriyor. Ancak zamanla bu rolün nasıl azaldığı, erkek soyunun ve ataerkil yapının nasıl baskın hale geldiği hâlâ araştırma konusu.

Bilim insanları, bu sorulara yanıt bulmak için Avrupa ve Batı Asya’daki diğer Neolitik yerleşimlerde de benzer genetik analizlerin yapılması gerektiğini vurguluyor.

Çatalhöyük’te yapılan son araştırmalar, 9.000 yıl önce kadınların toplumsal düzende güçlü ve belirleyici roller oynadığını ortaya koyuyor. Arkeolojik verilerle desteklenen genetik bulgular, Neolitik dönemde kadınların sadece figürinlerde değil, gerçek hayatta da merkezi bir konuma sahip olduğunu gösterdi.

University of Bonn

“Female lineages and changing kinship patterns in Neolithic Çatalhöyük,” in: “Science,” DOI: 10.1126/science.adr2915
Kapak Görseli: Eva Rosenstock 2008 yılında Batı Çatalhöyük kazıları sırasında: – Ön planda, MÖ 6. bin yıldan kalma yapılara ait kerpiç bir duvar görülüyor. Fotoğraf: Çatalhöyük Araştırma Projesi

Banner
Benzer Yazılar

Tibet Buzullarında Yüzlerce Yeni Mikrop Türü Keşfedildi

12 Temmuz 2022

12 Temmuz 2022

Dünya da, Kuzey ve Güney Kutup bölgelerinin dışında en çok buzul kütlesi Tibet platosunda bulunuyor. Tibet platosunda bulunan 46 bin...

Arkeologlar Kırım Dağları’nda 1.600 yıllık asil kadınlara ait mezarlar ve altın takılar buldu

4 Aralık 2024

4 Aralık 2024

Arkeologlar, Kırım Dağları’nda Bahçesaray bölgesinin Mangup yaylasında, altın ve gümüş takılarla dolu soylu kadınlara ait mezarlar buldular. Rusya Bilimler Akademisi’ne...

Oluz höyük dinsel kökleri ile şaşırtmaya devam ediyor

15 Şubat 2021

15 Şubat 2021

Amasya Oluz Höyük kazıları devam ediyor. Prof. Dr. Şevket Dönmez başkanlığında yürütülen Oluz Höyük kazıları ile Anadolu dinsel kökler ile...

İran’dan Kaçırılan Antik Sırlı Tuğlaları İsviçre İade Etti

30 Aralık 2020

30 Aralık 2020

Yaklaşık 40 yıl önce İran’dan kaçırılan 49 sanat eseri İsviçreli yetkililerin yardımlarıyla evlerine iade edildi. Kültürel Miras, Turizm ve El...

Mısır El-Ezher Üniversitesi Mumyaların Sergilenmesine Karşı Çıkıyor

27 Ocak 2021

27 Ocak 2021

Mısır’ın önde gelen dini kurumlarından biri olan El-Ezher Üniversitesi’nin, eski Mısır mezarlarının kazılması ve mezarlarından çıkartılan mumyaların sergilenmesini yasaklaması protestolara...

Prag’da 7.000 Yıllık Gizemli Dairesel Yapı Ortaya Çıkarılıyor

15 Eylül 2022

15 Eylül 2022

Arkeologlar, Çek Cumhuriyeti’nin Prag kentinin eteklerindeki Vinoř bölgesinde bulunan 7.000 yıllık roundel olarak adlandırılan (Çek dilinde ‘rondely’, yuvarlak anlamına geliyor)...

Yeni araştırma sonucu; M. Ö. İkinci binyılda Batı Anadolu’da Luvi kültürü egemendi

5 Eylül 2022

5 Eylül 2022

Türk ve İsveçli arkeologlardan oluşan ekip, M. Ö. İkinci binyıllarında siyasi ve ekonomik olarak önemsiz olduğu düşünülen Batı Anadolu’da Luvi...

Bergama Antik Kenti Dijital Ortamda Yerini Aldı

1 Şubat 2021

1 Şubat 2021

Kültür ve Turizm Bakanlığının da izniyle, Alman Enstitüsünün yaptığı çalışmalar sonucu  Bergama Antik Kenti MÖ. 3 yy. daki hali ile...

Orkney’de 5.500 yıllık mezarda iki gizemli taş

2 Eylül 2021

2 Eylül 2021

Orkney’de arkeologlar, 5.500 yıllık bir mezarda iki gizemli taş top keşfettiler. Arkeologlar, Sanday, Tresness’te, İskoçya’nın en eski anıtlarından biri olduğu...

Bir araştırmaya göre, 27.000 yıl önce Moğolistan’da yaşayan dev develerin neslinin tükenmesine iklim ve Arkaik insanlar neden oldu.

3 Nisan 2022

3 Nisan 2022

Devasa iki hörgüçlü bir deve türü olan Camelus knoblochi, yaklaşık 27.000 yıl öncesine kadar Moğolistan’da modern insanlarla ve belki de...

Arkeologlar Gürcistan’da bilinmeyen bir dil içeren gizemli bir taş tablet buldular

5 Aralık 2024

5 Aralık 2024

Arkeologlar, Gürcistan’ın Dmanisi bölgesindeki Bashplemi Gölü yakınlarında bilinmeyen bir dilde yazıtlar içeren bir bazalt tablet ortaya çıkardılar. Tabletin kesin yaşı...

Hz. Adem İle Havva’nın Cennet Bahçesi Su Altında mı?

7 Kasım 2020

7 Kasım 2020

Hz. Adem ile Havva‘nın kovuldukları cennet bahçeleri hakkında yeni bir teori öne sürüldü. RAB Tanrı doğuda, Eden‘de bir bahçe dikti....

Topkapı Sarayı’nda 500 Yıllık Saz Yolu Bulundu

8 Aralık 2020

8 Aralık 2020

Fatih Sultan Mehmet‘in İstanbul’u fethettikten sonra inşaa edilen Topkapı Sarayı’nda 500 yıllık “Saz Yolu” bezemesi bulundu. İstanbul’un görkemli Osmanlı eserlerinden...

Geçmiş Nesil DNA’larımız Kanseri Yenmemiz İçin Çözüm Olabilir

22 Ekim 2020

22 Ekim 2020

Geçmiş nesillerden DNA’mızdaki aktarılmış öğeler, basit bir enfeksiyon gibi kanser hücrelerini öldürmek için güçlü bir bağışıklık tepkisi geliştirebilir. Bu çalışma,...

İtalya’da Nebatilere ait bir tapınağın kalıntılarına ulaşıldı

12 Nisan 2023

12 Nisan 2023

İtalyan sualtı arkeologları, MS 1. yüzyıla tarihlenen Nebatilere ait bir tapınağın iki mermer sunağını keşfettiler. Sunaklar, İtalya’nın Campania bölgesindeki Phlegrean...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]