Marmaray projesi sırasında keşfedilen ve dünyanın en büyük antik gemi koleksiyonu olarak kabul edilen Yenikapı batıklarının koruma süreci, müze ve depo eksikliği nedeniyle durduruldu.
Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan yeni bir yeraltı demiryolu hattının inşası sırasında, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin işçisi ve arkeoloğu, Neolitik konut temelleri ve mezarlarından Osmanlı sarnıçlarına ve atölyelerine kadar kentin tarihinin 8.000 yılı aşkın kalıntılarını ortaya çıkardı.
İstanbul’un aynı adlı semtinde bulunan Yenikapı sövesi, 2004-2013 yılları arasında dünyanın en büyük arkeolojik kazılarından birine tanıklık etmiştir. Kazılar 2013 yılında bittikten sonra 10 yıldır devam eden bir koruma süreci başladı.
Yenikapı’daki limanı dolduran su birikintili anaerobik tortular sayesinde, çanak çömlek, kemik, cam, sikke ve diğer metal işçiliğinin yanı sıra ahşap, ip ve deri gibi iyi korunmuş organik nesneler de dahil olmak üzere birçok eser kurtarıldı. Yüzlerce çapaya ve diğer gemi ekipmanlarına ek olarak, arkeologlar ayrıca MS 37 ila 5 yüzyılın sonları veya 10. yüzyılın başlarına ait 11 son derece iyi korunmuş gemi enkazını da ortaya çıkardılar.
Ancak bu eserlerin sergilenebilmesi için o dönemden beri bir müze kurulmadı.
Theodosius Limanı’nın dünyanın en büyük Orta Çağ gemi koleksiyonu olduğunu belirten İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Kocabaş, binlerce arkeolojik eserin müzeyi beklediğini söyledi.
“İstanbul, sualtı arkeolojisi açısından büyük bir potansiyele sahip. Şehir, dünyanın en büyük Orta Çağ batık gemi repertuarına sahiptir. Bu koleksiyon henüz bir müzede sergilenmemektedir. Ama şimdi zamanı geldi. Yenikapı batıklarından çıkan eserlerin sergileneceği bir müze, milyonlarca turisti İstanbul’a çekecek ve bu mirası ön plana çıkaracak” dedi.
2010 yılında Yenikapı Marmaray ve metro istasyonlarının bulunduğu bölgede müze kurulması için bir proje belirlendiğini hatırlatan Kocabaş, şunları söyledi: “O dönem belediye başkanı olan Kadir Topbaş, müze istasyon projesi için uluslararası bir yarışma düzenledi. Bu yarışmada çeşitli projeler teslim edildi ve bunun sonucunda Yenikapı’da Marmaray ve metro istasyonlarının bulunduğu alanda müze kurulması için bir proje seçildi. Sürecin tamamlanmasının ardından uygulama için 2015 yılında ihalelerin yapılması bekleniyordu. Ne yazık ki, o zamandan beri bir müze kurulmadı. Şu anda da herhangi bir hazırlık görmüyorum. Her gün on binlerce İstanbullu, tarihi bir dokuda seyahat ediyor” dedi.
Demirören Haber Ajansı’na konuşan Kocabaş, çok sayıda gemi enkazı nedeniyle eserlerin koruma sürecinin uzun bir prosedür gerektirdiğini söyledi.
“Gemi enkazlarında su emilen birçok odun var. Bunlar suyu dokularına emmiş ve bozunmuşlardır. Bu süreçte, kimyasal maddelerin bu eserlere yavaşça emilmesi gerekir. Çalışmaları kurutmak için ileri teknolojik cihazlar da kullanıyoruz. Bu prosedürler devam ediyor çünkü batık sayısı çok fazla ve uzun bir prosedür. Ama müze projesinin hayata geçirilmesi bizim önümüzü açacak. Bir müze ya da çok iyi bir depo kurulmadığı için yeni gemi enkazlarına geçemiyoruz. Bu anlamda iş akışımızda bir kırılma var. Eserlerin korunması için bir müze kurulmalı” dedi.
Kapak Fotoğrafı: Sökülmeden önce YK 11 batığının yedinci yüzyıla ait olması. Fotoğraf: INA, Yenikapı 2019