4 December 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Trakya’nın Bilinen En Eski Trak Yerleşimi Tekirdağ’da Kazılıyor

Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Marmara Denizi’nin kıyısında önemli bir arkeolojik kazı çalışması yürütülüyor. Prof. Dr. Neşe Atik başkanlığındaki kazılar, Trakya bölgesinin bilinen ilk Trak yerleşimini gün yüzüne çıkarmayı hedefliyor. Yaklaşık 5 bin yıllık bir geçmişe sahip olan ve M.Ö. 3 binli yıllara kadar uzanan bu antik yerleşim alanı, Trak kültürüne ışık tutacak değerli buluntular sunuyor.

Kazı çalışmaları sırasında, Trakların önemli tanrıçalarından Hera’ya ait büyük bir tapınak ve Trak kültürüne özgü çeşitli arkeolojik eserler ortaya çıkarıldı. Trakların izlerini süren bu alanda, ilerleyen dönemlerde turizm yatırımlarının da artması bekleniyor.

Kazı başkanı Prof. Dr. Neşe Atik, Traklar hakkında önemli bilgiler paylaşarak, “Traklar, günümüzdeki bilgilere göre M.Ö. 2. Binde Romanya’nın güneyinden Bulgaristan’a ve oradan da bu topraklara gelmişler. Bu erken bir dönem olmakla birlikte, daha öncesinde Hazar’ın kuzeyinden Romanya’ya göç etmiş olmaları da muhtemeldir. M.Ö. 1200’lerde Türkiye Trakya’sına geldiklerini bildiğimiz Traklar, M.S. 7. yüzyıla kadar burada varlıklarını sürdürmüşlerdir. Roma ordularında paralı asker olarak görev almaları sayesinde varlıkları bilinmektedir. Kendilerine özgü isimleri sayesinde bu bilgilere ulaşılmıştır. Traklar, ölümden ve şehit olmaktan hiç korkmuyorlardı. Ölüm sonrası ölümsüzlüğe kavuşacaklarına olan inançları, onları Roma ordusunda çok aranan savaşçılar yapmıştır. Herkesin bildiği Spartaküs de bir Trak kahramanıdır ve onun gibi pek çok kahramanları vardır” dedi.

Prof. Dr. Atik, Trakların fiziksel özelliklerine de değinerek, “Antik yazarlar, Trakların beyaz tenli, sarışın ve mavi gözlü bir halk olduğunu belirtiyorlar. Hatta bazılarının kızıl saçlı olduğu da söyleniyor. Bu halkın M.S. 7. yüzyıla kadar varlığını sürdürdüğünü biliyoruz. Ancak zamanla farklı topluluklarla karışarak saf ırk özelliklerini kaybetmişlerdir. Bölgenin Makedon kralı tarafından fethedilmesiyle Makedonlarla, Roma döneminde Romalılarla ve Bizans dönemine kadar da farklı kültürlerle etkileşimleri olmuştur. Bu nedenle ırk saflığı kalmamış olsa da, genetik kalıntıları mutlaka mevcuttur. Bu durum, Tekirdağ’da beyaz tenli, mavi gözlü ve sarışın insanların sayısının oldukça fazla olmasının bir nedeni olabilir. Günümüzde yapılacak gen analizleri, bölge halkının ne kadarının Trak kökenli olduğunu ortaya çıkarabilir” ifadelerini kullandı.

Fotoğraf: İHA

Kazı alanındaki önemli keşiflere de değinen Prof. Dr. Atik, “Şu anda bulunduğumuz alan, büyük bir tapınağa ait. Hatta inanışa göre tanrıça, şehre ismini vermiştir. Bu tapınak bir yangın sonucu yıkıldıktan sonra onarılmamış ve tanrıçanın oğlu olan sağlık tanrısının kutsal alanı biraz daha batıya taşınmıştır. Sağlık tanrısı olduğu için rahipler aynı zamanda doktordu. Kazılarda tıp aletleri, ilaç yapım havuzları ve fırınları bulundu. Bu da kutsal alanın batıya doğru kaydığını göstermektedir. Bu tepede, biri ana tanrıçaya, diğeri ise oğlunun tapınağına ait olmak üzere iki kutsal alan bulunmaktadır” şeklinde konuştu ve Trakların ölülerini genellikle yatırarak gömdüklerini belirtti.

Fotoğraf: İHA

Son olarak kazı alanının coğrafi konumuna dikkat çeken Prof. Dr. Atik, “İstanbul-Tekirdağ yolu bu alanı ikiye bölmüş durumda. Bu yıl ilk kez denize bakan tarafında kazı yapacağız. Marmara Denizi’nin hemen kıyısında yer alıyor. Orada zengin evlerini bulmayı umuyoruz. Yamaç evleri bulma ihtimalimiz oldukça yüksek” diyerek gelecekteki kazı çalışmalarına dair beklentilerini dile getirdi.

Banner
Benzer Yazılar

Mleiha’da Bulunan 2.300 Yıllık Gümüş Sikke Hazinesi Arabistan’ın Hellenistik Çağ’daki Rolünü Ortaya Koyuyor

18 Eylül 2025

18 Eylül 2025

409 gümüş sikke, Büyük İskender’in mirası ve antik ticaret ağlarıyla doğrudan bağlantı kuruyor Birleşik Arap Emirlikleri’nde arkeologlar, Arabistan’da bugüne kadar...

Girit Adası’nda nadir görülen Minos Dönemi mezar ve ölü hediyeleri bulundu

23 Ekim 2022

23 Ekim 2022

Girit Adası’nın doğusunda yer alan Lasithi’de devam eden Sissi arkeoloji kazılarında adada nadir görülen Minos Dönemi mezar ve ölü hediyeleri...

Troya kazıları ile Schliemann’ın verdiği zararlar giderilmeye çalışılacak

7 Ağustos 2021

7 Ağustos 2021

Anadolu’nun en ünlü antik kenti Troya… Dönemin zenginliği ile göz kamaştıran en güçlü kenti… Homeros’un yazdığı İlyada eserinde geçen ünlü...

Eski Ayak İzleri, İnsanların 148.000 Yıl Önce Ayakkabı Giydiklerine Dair Kanıtlar Sunuyor

13 Eylül 2023

13 Eylül 2023

Güney Afrika’daki eski ayak izlerinin yeni bir analizi, bu izleri yapan insanların sert tabanlı sandalet giymiş olabileceğini gösteriyor. Cape Coast’taki...

Altay’da Keşfedilen Erken Türk Çağı’na Ait Nadir Petroglifler

30 Kasım 2020

30 Kasım 2020

Devlet Arkeoloji Üniversitesi tarafından yapılan bir arkeolojik yüzey araştırması, Ulazhonsky Bölgesi’ndeki Pazyryk mezar höyüklerinin yakınında bulunan ortaçağ kaya sanatı incelendi....

İranlı Arkeologlar, Nahavand Kentindeki Laodikea Tapınağı’nı Aramaya Devam Edecek

12 Ocak 2021

12 Ocak 2021

İranlı arkeologlar, İran’ın batısındaki Hamedan eyaletindeki modern Nahavand kasabasının altına gömüldüğüne inanılan esrarengiz Laodikea Tapınağı kalıntılarını gün yüzüne çıkarmak için son bir girişimde bulunacaklar. ...

Korsika adasında bulunan 6.000 yıllık yerleşim yeri

5 Mayıs 2023

5 Mayıs 2023

Fransa’nın Sotta kasabasında sosyal konut yapılacak alanda çalışan arkeologlar Punta Campana’nın (Korsika adası) yamaçlarını kazdılar ve geniş bir Neolitik alan...

Hititlerin amansız düşmanları Kaşkalar’a ait ilk arkeolojik kanıtlar keşfedildi

16 Ocak 2025

16 Ocak 2025

Anadolu’da ilk merkezi devleti kuran Hint-Avrupalı Hititlerin amansız düşmanları Kaşkalar tarih sahnesinde gizemli bir topluluk olarak kaldı. Karadeniz bölgesinde yaşayan...

Araştırmacılar, imparatorun mezarında bulunan 2.000 yıllık bronz bir kabın kopyasından damıtılmış şarap ürettiler

4 Ocak 2025

4 Ocak 2025

Çin’de arkeologlar, bir imparatorun mezarından çıkarılan 2.000 yıllık bir bronz kabın replikasında damıtılmış şarap ürettiler ve bu, damıtılmış içki tekniğinin...

Puduhepa’nın memleketi Lawazantiya’nın yeri Tatarlı Höyük ile aydınlanacak

8 Kasım 2021

8 Kasım 2021

Hitit İmparatorluğu’nun güçlü krallarından III. Hattusili’nin karısı Puduhepa’nın doğup büyüdüğü yer olan Lawazantiya’nın yerinin belirlenmesini sağlayacak bulgulara Tatarlı Höyük kazıları...

Sutton Hoo Gemi Cenazesi “Britanya’nın Tutankhamunu”

3 Ocak 2021

3 Ocak 2021

İngiltere’nin ikinci dünya savaşına girmesine sayılı günler kala 1939 yılında amatör bir arkeolog olan Basil Brown tarafından eşsiz bir buluş...

Pagan Tanrıları ikonalarda gizlendi mi?

23 Şubat 2023

23 Şubat 2023

Hz. İsa, Hz. Meryem, melekler ve azizlerin yer aldığı ikonalar, Hristiyan dini yapılarının önemli ve ayrılmaz bir parçasıdır. İkona sanatı,...

Aizanoi kazılarında kemik atölyesi ortaya çıkarıldı

13 Kasım 2021

13 Kasım 2021

UNESCO Dünya Geçici Miras Listesi’nde yer alan Aizanoi Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kazı çalışmalarında kemik atölyesi ve kandil dükkanı ortaya çıkarıldı. İkinci...

3 bin 700 yıllık kil tablet “en eski uygulamalı geometri örneği” olmayabilir

9 Ağustos 2021

9 Ağustos 2021

Birkaç gündür haber sitelerinde İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenmekte olan 3 bin 700 yıllık tabletin dünyada en eski geometri örneği olduğuna...

Kerkenes yerleşimi İkinci Gordion olabilir mi?

2 Ağustos 2022

2 Ağustos 2022

Yozgat’ın Sorgun ilçesi sınırları içerisinde yer alan Kerkenes Dağı’ndaki yerleşme uzun zamandır bilinmesine ve araştırılmasına rağmen hala bir çok sırrı...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]