27 November 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Trakya’nın Bilinen En Eski Trak Yerleşimi Tekirdağ’da Kazılıyor

Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Marmara Denizi’nin kıyısında önemli bir arkeolojik kazı çalışması yürütülüyor. Prof. Dr. Neşe Atik başkanlığındaki kazılar, Trakya bölgesinin bilinen ilk Trak yerleşimini gün yüzüne çıkarmayı hedefliyor. Yaklaşık 5 bin yıllık bir geçmişe sahip olan ve M.Ö. 3 binli yıllara kadar uzanan bu antik yerleşim alanı, Trak kültürüne ışık tutacak değerli buluntular sunuyor.

Kazı çalışmaları sırasında, Trakların önemli tanrıçalarından Hera’ya ait büyük bir tapınak ve Trak kültürüne özgü çeşitli arkeolojik eserler ortaya çıkarıldı. Trakların izlerini süren bu alanda, ilerleyen dönemlerde turizm yatırımlarının da artması bekleniyor.

Kazı başkanı Prof. Dr. Neşe Atik, Traklar hakkında önemli bilgiler paylaşarak, “Traklar, günümüzdeki bilgilere göre M.Ö. 2. Binde Romanya’nın güneyinden Bulgaristan’a ve oradan da bu topraklara gelmişler. Bu erken bir dönem olmakla birlikte, daha öncesinde Hazar’ın kuzeyinden Romanya’ya göç etmiş olmaları da muhtemeldir. M.Ö. 1200’lerde Türkiye Trakya’sına geldiklerini bildiğimiz Traklar, M.S. 7. yüzyıla kadar burada varlıklarını sürdürmüşlerdir. Roma ordularında paralı asker olarak görev almaları sayesinde varlıkları bilinmektedir. Kendilerine özgü isimleri sayesinde bu bilgilere ulaşılmıştır. Traklar, ölümden ve şehit olmaktan hiç korkmuyorlardı. Ölüm sonrası ölümsüzlüğe kavuşacaklarına olan inançları, onları Roma ordusunda çok aranan savaşçılar yapmıştır. Herkesin bildiği Spartaküs de bir Trak kahramanıdır ve onun gibi pek çok kahramanları vardır” dedi.

Prof. Dr. Atik, Trakların fiziksel özelliklerine de değinerek, “Antik yazarlar, Trakların beyaz tenli, sarışın ve mavi gözlü bir halk olduğunu belirtiyorlar. Hatta bazılarının kızıl saçlı olduğu da söyleniyor. Bu halkın M.S. 7. yüzyıla kadar varlığını sürdürdüğünü biliyoruz. Ancak zamanla farklı topluluklarla karışarak saf ırk özelliklerini kaybetmişlerdir. Bölgenin Makedon kralı tarafından fethedilmesiyle Makedonlarla, Roma döneminde Romalılarla ve Bizans dönemine kadar da farklı kültürlerle etkileşimleri olmuştur. Bu nedenle ırk saflığı kalmamış olsa da, genetik kalıntıları mutlaka mevcuttur. Bu durum, Tekirdağ’da beyaz tenli, mavi gözlü ve sarışın insanların sayısının oldukça fazla olmasının bir nedeni olabilir. Günümüzde yapılacak gen analizleri, bölge halkının ne kadarının Trak kökenli olduğunu ortaya çıkarabilir” ifadelerini kullandı.

Fotoğraf: İHA

Kazı alanındaki önemli keşiflere de değinen Prof. Dr. Atik, “Şu anda bulunduğumuz alan, büyük bir tapınağa ait. Hatta inanışa göre tanrıça, şehre ismini vermiştir. Bu tapınak bir yangın sonucu yıkıldıktan sonra onarılmamış ve tanrıçanın oğlu olan sağlık tanrısının kutsal alanı biraz daha batıya taşınmıştır. Sağlık tanrısı olduğu için rahipler aynı zamanda doktordu. Kazılarda tıp aletleri, ilaç yapım havuzları ve fırınları bulundu. Bu da kutsal alanın batıya doğru kaydığını göstermektedir. Bu tepede, biri ana tanrıçaya, diğeri ise oğlunun tapınağına ait olmak üzere iki kutsal alan bulunmaktadır” şeklinde konuştu ve Trakların ölülerini genellikle yatırarak gömdüklerini belirtti.

Fotoğraf: İHA

Son olarak kazı alanının coğrafi konumuna dikkat çeken Prof. Dr. Atik, “İstanbul-Tekirdağ yolu bu alanı ikiye bölmüş durumda. Bu yıl ilk kez denize bakan tarafında kazı yapacağız. Marmara Denizi’nin hemen kıyısında yer alıyor. Orada zengin evlerini bulmayı umuyoruz. Yamaç evleri bulma ihtimalimiz oldukça yüksek” diyerek gelecekteki kazı çalışmalarına dair beklentilerini dile getirdi.

Banner
Benzer Yazılar

Lüleburgazlılar Sıbyan Mektebi’nin Müze Olmasını İstiyor

9 Şubat 2021

9 Şubat 2021

Mimar Sinan‘ın ustalık eserlerinden Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi içinde yer alan Sıbyan Mektebi‘nin tarihi müze olmasını isteyen Lüleburgazlılar imza kampanyası...

Anadolu’da bulunmuş en eski lületaşı eser; Çavlum Mühürü

18 Temmuz 2021

18 Temmuz 2021

Eskişehir Alpu Ovası’nda yer alan Çavlum Köyü kurtarma kazılarında ortaya çıkarılan damga mühür, Anadolu’da bulunmuş en eski lületaşı eseri özelliği...

Anaia Höyüğü’nde 13’üncü Yüzyıl Mezarlar Ortaya Çıkarıldı

6 Mayıs 2021

6 Mayıs 2021

Aydın Kuşadası ilçesinde kazı çalışmalarının devam ettiği Anaia Höyüğü’nde 13’üncü yüzyıldan kaldığı tahmin edilen ikisi çocuk 5 insana ait iskeletlerin ...

Kuzey İtalya’da keşfedilen 3300 yıllık Tunç Çağı boyunduruğu

30 Ekim 2023

30 Ekim 2023

Kuzey İtalya’nın Veneto bölgesindeki Este’de Geç Tunç Çağı’na ait bir yerleşimde 3.300 yıllık nadir bir ahşap boyunduruk keşfedildi. Ahşap boyunduruk...

Aççana Höyük’te 3800 yıllık Akadca kil tablet bulundu

11 Ağustos 2023

11 Ağustos 2023

Şubat ayında yaşanan iki büyük yıkıcı depremden etkilenen Hatay’daki Aççana Höyük’te devam eden çalışmalarda 3800 yıllık Akadca çivi yazılı kil...

Perre Antik Kenti’nde 1500 Yıllık Roma Dönemi Yaşam Alanı Gün Yüzüne Çıkarıldı

17 Kasım 2025

17 Kasım 2025

Adıyaman’daki Perre Antik Kenti’nde yürütülen 2025 kazı sezonu, bölgenin Roma dönemine ait yerleşim düzeni hakkında önemli bir bulgu daha sağladı....

İran’ın batısındaki Anahita Tapınağı Restore Ediliyor

12 Haziran 2021

12 Haziran 2021

İran’ın batısındaki Kangavar şehrinde bulunan antik Anahita tapınağının restorasyon projesine başlandı. Anahita Tapınağı, Kermanşah ili, Kangavar Şehri’nin ortasında, Hamedan’dan Kirmanşah’a giden...

Antik Genomlar İskitlerin Yükselişi ve Kayboluşu Hakkında Yeni Bilgiler Veriyor

27 Mart 2021

27 Mart 2021

İskitler Demir çağının en önemli kültürlerinden biridir. Varlıkları hakkında bir çok bilgiye rağmen hala onlar hakkında bilinmyen bir çok şey...

Pompeii kurbanlarının DNA analizi şaşırtıcı sonuçlar verdi

28 Mayıs 2022

28 Mayıs 2022

M. S. 79 yılında Vezüv yanardağının şiddetli patlaması ile yerle bir olan Pompeii’nin küller arasında kalan iki kurbanın DNA analizi...

İtalya’da Nebatilere ait bir tapınağın kalıntılarına ulaşıldı

12 Nisan 2023

12 Nisan 2023

İtalyan sualtı arkeologları, MS 1. yüzyıla tarihlenen Nebatilere ait bir tapınağın iki mermer sunağını keşfettiler. Sunaklar, İtalya’nın Campania bölgesindeki Phlegrean...

7 bin yıllık mezarda inek kanı içildiğine dair en eski kanıtlar ele geçti

24 Mart 2023

24 Mart 2023

Sudan’da arkeologlar bir mezarda inek kanı içme ritüelinde kullanılmış olduğunu düşündükleri kemik aletler buldu. İnek kanı içme günümüzde Doğu Afrika’da...

Sırbistan’da kırmızı boya kaplı mezarlar bulundu

19 Şubat 2022

19 Şubat 2022

Sırbistan Cumhuriyeti’nin kuzeyindeki Voyvodina’da iki höyükte kazı yapan Polonyalı arkeologlar, kırmızı hardal boyasıyla kaplı mezar ortaya çıkardılar. Araştırma, Avrasya bozkırının...

Beyrut Baalbek Pazarında Roma Mozaiği Bulundu

31 Aralık 2020

31 Aralık 2020

Beyrut’un kuzeydoğusunda ki Baalbek’te bir pazarı kazan işçiler MÖ 60 ile MS 300 yılları arasındaki Roma işgaline tarihlenen bir mozaik...

Roma’yı sarsan Teutoburg savaş alanında yok edilen 19. Lejyonu’nun metal imzası keşfedildi

6 Aralık 2022

6 Aralık 2022

Araştırmacılar, yeni bir kimyasal analiz yöntemi kullanarak, Almanya’nın Kalkriese kentindeki Teutoburg Ormanı Savaşı alanında elde edilen eserlerde Roma 19. Lejyonu’nun...

Efsanelerin Şehri Troya’da 4.500 Yıllık Altın Broş ve Yeşim Taşı Keşfedildi

27 Eylül 2025

27 Eylül 2025

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Troya Antik Kenti, 160 yılı aşkın süredir devam eden kazılarda dünya çapında yankı uyandıracak yeni bir...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]