Şimdiye kadar elde edilen arkeolojik buluntulara göre yazının, Mezopotamya uygarlığında MÖ 3000 yıllarında bulunduğu biliniyor.
Yazı serüveni Sümerlerin Uruk şehrinde ticaretin gelişmesi ile başladı.
Yazı, üretim fazlası ürünün muhasebeleştirilmesi, vergilerin toplanması ve özellikle de tapınak envanterlerin tutulmasında önemli bir icat oldu.
Pişmiş kil tabletlere çivi yazısı ile edebi, kültürel, sosyal ve siyasi metinlerde yazılmıştır.
Masallar, ninniler, efsaneler gibi edebi ürünlerin dışında, kralların tutturduğu analler, diplomatik mektuplaşmalar, antlaşmalar gibi siyasi metinler bu tabletler aracılığı ile bizlere ulaştı.
Dispilio tablet ezberleri bozacak bir metin olabilir
Mezopotamya uygarlığında, 5000 yıllık bir geçmişe sahip olan yazının daha eskilere ait bir örneği ele geçmedi.
Ancak, 1993 yılında George Hourmouziadis tarafından 1993 yılında Makedonya’da Kastoria kenti yakınlarındaki Neolitik bir göl yerleşiminde keşfedilen bir tablet ezberleri bozacak gibi.
Dispilio tableti olarak bilinen tahta tabletin bulunduğu yer 7.000 ila 8.000 yıl önce bir grup insan yerleşimine sahne olmuştu.
Tahta tablet, C12 yöntemi ile MÖ 5260 yılına tarihlendirildi.
Tablet üzerindeki metin, muhtemelen Mikenliler tarafından kullanılan Linear B yazının önceden var olan bir yazı biçiminden oluşan bir tür oyulmuş yazı içerir.
Profesör Hourmouziadis, henüz deşifre edilmemiş bu tür yazıların, mal sayımını temsil eden semboller de dahil olmak üzere herhangi bir iletişim şekli olabileceğini öne sürdü.
Yeni bir Rosetta taşı bulunmadıkça tabletin şifresini çözmek neredeyse imkansız bir çabadır.
Antik Kökenlere göre , tablet keşfedildikten sonra orijinal ortamından çıkarıldığı anda oksijenle temas bozulma sürecini başlattı.
7.500 yıldır gölün dibinde kalması şaşkınlık yaratan tablet şu anda koruma altında.