UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Honduras’taki Copán antik kentinde yapılan yeni arkeogenetik araştırmalar, Maya uygarlığının nasıl çöktüğüne dair önemli bulgular ortaya koydu.
Günümüzde arkeologlar tarafından titizlikle incelenen Copán, M.S. 3. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar Klasik Maya döneminde gelişmiş, dört asır boyunca Aşağı Orta Amerika ile Güney Amerika arasında önemli bir geçiş noktası olarak işlev görmüştü. Ancak, bu görkemli uygarlığın nasıl sona erdiği uzun süredir araştırma konusuydu.
Copán’ın Gizemli Geçmişine Genetik Işık
Current Biology dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmada, Copán kazı alanında bulunan yedi insan iskeletinin genomları analiz edildi. Bunlardan biri, antik kentte yönetici konumunda ölmüş olabilecek bir kişiye ait. Araştırmada, Copán halkının genetik kökenleri ve bölgeye nasıl geldikleri ilk kez detaylı bir şekilde ortaya kondu.

Bilim insanları, Copán halkının kökenlerinin büyük ölçüde kuzey bölgelerine – özellikle Meksika ve Belize’ye – dayandığını belirledi. Daha önce yalnızca teori düzeyinde olan bu bağlantılar, genetik verilerle doğrulandı. Analizler ayrıca bu bireylerin, günümüz modern Mayalarıyla da güçlü genomik bağlar taşıdığını ortaya koydu.
Klasik Dönemde Nüfus Çöküşü Yaşanmış
Çalışmanın en dikkat çeken bulgularından biri ise Copán nüfusunun yaklaşık 1.200 yıl önce dramatik bir şekilde azaldığı oldu. Bu düşüş, Maya uygarlığının genel olarak istikrarsızlık yaşadığı Geç Klasik Dönem’e (9.-11. yüzyıllar) denk geliyor. Aynı zaman diliminde diğer Klasik Maya şehirlerinde ve hatta And Dağları’nda da benzer bir nüfus gerilemesi yaşanmıştı.
Araştırmacılar, bu düşüşün arkasında uzun süren kuraklıklar, iç çatışmalar ve sosyal yapının bozulmasının etkili olduğunu belirtiyor. Özellikle tarıma dayalı bir ekonomiye sahip olan Maya toplumları için iklim değişikliği hayati sonuçlar doğurmuş olabilir.

Medeniyetin Sonuna Doğru
Elde edilen genetik veriler ve tarihsel analizler, Maya uygarlığının çöküş sürecine dair daha net bir tablo sunuyor. Copán’da gözlemlenen nüfus azalması, sadece yerel bir çöküş değil, tüm Klasik Maya coğrafyasında yaşanan daha büyük bir kırılmanın parçası olarak değerlendiriliyor.
Araştırma ekibi, “Etkili nüfus büyüklüğü hesaplamaları, Maya uygarlığının son dönemlerinde yaygın bir toplumsal istikrarsızlık yaşandığını ve bu durumun çöküşe zemin hazırladığını gösteriyor,” açıklamasında bulundu.
Bu yeni bulgular, Maya uygarlığının yalnızca mimari ya da yazılı kaynaklarla değil, aynı zamanda genetik miras üzerinden de anlaşılabileceğini kanıtlıyor. Arkeogenetik, geçmiş medeniyetlerin insan hikâyelerine ışık tutmaya devam ediyor.
Kapak fotoğrafı: Honduras’taki Copán arkeolojik alanında yer alan antik bir anıt. (AFP via Getty Images)