Anadolu’nun ilk merkezi devleti olarak kabul edilen Hitit İmparatorluğu, MÖ 1600 yıllarında yükselmeye başlamış; güçlü bir siyasi ve askeri birlik oluşturmuştur. Yaklaşık 400 yıl hüküm sürdükten sonra, imparatorluk MÖ 1200 civarında aniden çöktü. Bu ani çöküş, tarihçiler ve arkeologlar tarafından uzun yıllardır araştırılan bir gizem olarak kalmaya devam ediyor.
Gizemli ortadan kaybolma, dört taraftan gelen istilaların sonucu muydu?
Araştırmacılar, tarih sahnesine çıkması kadar gizemli bir şekilde ortadan kaybolan Hitit Devleti’nin bir anda çöküşünü deniz kavimlerinin saldırısına, doğal afetlere ya da iç savaşlara bağlıyorlar.
Büklükale’de ortaya çıkarılan 3300 yıllık tablet, Hititlerin esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmasının istilalar sonucu olabileceğini gösterdi.
Hitit başkenti Hattuşa’dan sonra stratejik bir öneme sahip olan Büklükale’de bulunan tablet Hititçe ve Hurrice yazılmış.
Tablet, Hitit İmparatorluğu’nun feci bir yabancı istilası altında kaldığını anlatıyor. İstila, tabletin çivi yazısı metninin çevirisine göre, savaşan gruplardan birine yardım etmek için bir Hitit iç savaşı sırasında gerçekleşti.
Avuç içi büyüklüğündeki tablet, Mayıs 2023’te Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü’nde arkeolog olan Kimiyoshi Matsumura tarafından Ankara’nın yaklaşık 37 mil (60 kilometre) güneydoğusundaki Büklükale’deki Hitit kalıntıları arasında bulundu.
Matsumura, tabletin Geç Tunç Çağı’nın çöküşünden yaklaşık 200 yıl önce, MÖ 1380 ile 1370 yılları arasında Hitit kralı II. Tudhaliya’nın saltanatına tarihlendiğini söyledi.
Tablet, “diğer [Hitit] metinlerinden bildiğimiz bir iç savaş döneminden geliyor gibi görünüyor” dedi. “Bu süre zarfında, Hitit kalbi aynı anda birçok farklı yönden işgal edildi … ve birçok şehir geçici olarak tahrip edildi.”
Almanya’daki Würzburg Üniversitesi’nde antik Yakın Doğu çalışmaları başkanı Daniel Schwemer, WordsSideKick.com’e verdiği demeçte, “Büklükale’den elde edilen yeni buluntu, Hurri dini geleneklerinin erken imparatorluk döneminde Hitit kraliyet sarayındaki önemli rolünü doğruluyor” dedi.
Keşifte yer almayan Schwemer, bulgunun henüz hakemli bir dergide resmi olarak yayınlanmadığını belirtti. Ancak “yeni tablet, Hurri dili adanmışlık literatürü bilgimize çok önemli bir katkı sağlıyor” diye konuştu.