17 May 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Artvin Demirkapı/Arılı kaya resimleri Tunç Çağı Dönemi göçerleri hakkında bilgi veriyor

Kaya resimleri bizlere dönemin göçer topluluklarının sosyo-kültürel yapısı, dini inanç ve ritüelleri, düşün dünyası ve içinde bulunduğu doğası hakkında eşsiz bilgiler sunan maddi kültür varlıklarıdır.

Özellikle yazının bulunmadığı zaman diliminde iletişim aracı olarak değerlendirilen göçer toplulukların yaptığı kaya resimleri, Anadolu coğrafyasında Doğu Karadeniz Bölgesi, Doğu Anadolu’nun Erzurum-Kars-Ardahan Platosu ve Hakkâri-Van Bölgesi’nde görülür.

Artvin Demirkapı/Arılı kaya resimleri göçer toplulukların yaşantısına dair bilgiler veriyor

Artvin ili, Arhavi ilçesinin 20 km, Arılı Yaylası’nın 6,5 km güneybatısında, denizden 2200 m yükseklikte, Namazgâh adı verilen kayalık bir alanda bulunan Demirkapı/Arılı kaya resimleri üzerine çalışma yapan Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oktay Özgül, “Artvin İli ve İlçeleri Yüzey Araştırmaları” kapsamında yaptıkları çalışmalarda, 11 adet kaya üzerinde 56 adet çeşitli konuları içeren resim tespit ettiklerini, fotoğraflama ve çizim çalışmalarının yaptıklarını söyledi.

Artvin Arılı (Demirkapı) Yaylası Kaya Resimlerinin bulunduğu bölge
Artvin Arılı (Demirkapı) Yaylası Kaya Resimleri’nin bulunduğu bölge

Oktay Özgül, Belleten Dergisi’nin Aralık 2021 sayısında kaleme aldığı makalesinde kaya resimlerinin, dağ keçisi motif, hareket halinde yapılmış abartılı boynuzlu geyikler, av ve tuzak sahneleri, güneş kursu ve süvarilerden oluşan çeşitli kompozisyonların yer aldığını; ayrıca örneğine daha önce Anadolu’da rastlanılmayan özenle çizilmiş olan balık resimleri de ayrı bir yer tuttuğunu işaret etti.

Özgül, “Kaya resimlerinin, ritüel alanı özelliği gösteren semboller içerdiği gibi; pastoral hayatın günlük akışını tasvir eden resimlerin yer aldığı bir çeşit göçer bir yurt/oba yaşantısını yansıtan temaları da içerdiğini” belirterek iki kültürün hem deniz hem de yüksek yayla kültürüne dair izler taşıdığını dile getirdi.

Özgül, “Artvin Arılı (Demirkapı) Yaylası Kaya Resimleri” makalesinde şu bilgilere yer veriyor.

Kaya resimlerinde Sibirya Şamanizmi’ne ait inanışların tasvir edilmesi şaşırtıcı bir durum

“Hayvancılık ile balıkçılığı bir arada yürüten bu insanların, kayıkları/sandalları ritüellerinin bir parçası olarak görmeleri, kaya resim alanını daha da mistik bir hale getirir. Deniz kültürünü yansıtan sandal, balık ve avlanmış balık sahneleri, daha önce yakın çevre ve diğer bölgelerde hiç rastlanmayan tasvirler olarak karşımıza çıkar.

Artvin Arılı (Demirkapı) Yaylası Kaya Resimleri

Özellikle sandalların/kayıkların insanları veya ölen diğer canlıları başka dünyalara ruhlarını taşıması gibi, kökleri Sibirya Şamanizmi’ne dayanan inanışların tasvir edilmesi bizleri şaşırtmıştır. Bununla birlikte dağ keçisi ve tanımlanamayan başka bir hayvan üzerinde ellerini açmış dünyalar arası yolculuk yapan insanların/şamanların tasviri de çok ilginçtir. Yine farklı olarak I numaralı panoda ilkel bir formda çizilmiş çadır resmi de oba yaşantısının önemli bir parçasını açıkça gösteren öge olarak karşımıza çıkar. Buna ilaveten XII No.lu kayadaki av sahnesi, avcı-toplayıcı yaşamın temel bir özelliğini yansıtır. Bu tür sahnelerin benzer örneklerine yakın bölgedeki Kars Digor/Dolaylı kaya resimlerinde rastlanır.”

Artvin Arılı (Demirkapı) Yaylası Kaya Resimleri çizimi

Kaya resimleri Tunç Çağı kültür birliğine işaret ediyor

Doğu Anadolu kaya resimlerinde sıkça kullanılan vurma-oyma-çizgi tekniğinin yanı sıra burada farklı olarak, gagalama (pecked) yönteminin kullanılmış olmasına dikkat çeken Özgül, bir başka önemli verinin Erzurum-Hakkâri dağlık bölgesinin benzer kaya resim örneklerinin yanı sıra; benzer taş heykellerini de barındırması ve bu özelliklerin, iki bölgenin Tunç Çağı’ndaki kültür birliğine işaret etmesi olduğunu belirtiyor.

Artvin Arılı (Demirkapı) Yaylası Kaya Resimleri

Özgül, “Kaya resimlerinin tarihlendirmesinde güçlükler yaşanıyor. Yakın çevrede herhangi bir kurgan, nekropol, yerleşim yeri kalıntısı bulunmaması, resimlerin hangi zamanda yapıldığına dair bilgiye ulaşılmıyor. Ancak, kaya resimlerindeki hayvan tasvirlerinin biçimsel özellikleri, yapım tekniklerinin analoji yolu ile çevre coğrafyalarla mukayesesi, bize bu konuda belli ölçülerde fikirler vermiştir. Buradan yola çıkarak Demirkapı/Arılıkaya resimlerinin Erken Tunç Çağ’ı ve Orta Tunç Çağı’nda yapıldıklarını söyleyebiliriz” diyor.

Artvin Arılı (Demirkapı) Yaylası Kaya Resimlerinde balık figürü

Tunç Çağı insanı bölgeyi neden seçmiş olabilir?

Bölgenin insan grupları tarafından neden seçilmiş olabileceğine dair iki görüş ortaya atan Doç. Dr. Oktay Özgül, bunlardan birincisinin bölgenin ritüel alanı olmasının yüksek bir ihtimal olduğunu çünkü; resimlerde Şamanizm öğelerini içeren tasvirlerin yer aldığını Orta Tunç Çağı’ndan itibaren bozkır kavimleri arasında yaygınlaşan ve bir inanç kültürü olarak karşımıza çıkan bu tür tören sahneleri, Saymalıtaş-Tamgalısay vb. açık hava tapınaklarında çok açık bir şekilde karşımıza çıktığını belirtiyor. Buna benzer ritüel sahnelerinin ayrıca Kars/Digor Dolaylı kaya resimlerinde de göze çarptığını da söylüyor.

Artvin Arılı (Demirkapı) Yaylası Kaya Resimlerinde yaşam

İkinci bir görüş ise; konar-göçer yaşam süren toplulukların yaylağı gibi düşünülebileceğidir. Bu görüş içinde Özgül şunları söylüyor; “Bilindiği gibi bozkır toplulukları tarih boyunca yazın yüksek yerlere, kışın ise daha alçak yerlere göçüyorlardı. Burada buna benzer bir hayatın varlığını petrogliferdeki birbirinden bağımsız resimlerden anlayabiliriz. Kaya resimlerindeki av sahneleri, çadır, ateş, ocak, vahşi hayvan vb. tasvirler, yaylak hayatından sahneler olarak karşımıza çıkar. Bütün kayalık alan tarandığı zaman daha başka resimlerin de olduğunu düşünüyoruz. Yeni bulunacak kaya resimlerinde yaylak hayatı hakkında daha detaylı bilgi veren eğlence, oyun, savaş vb. hareketli kompozisyonları da bulabilmemiz mümkündür.”

Artvin Arılı (Demirkapı) Yaylası Kaya Resimlerinde dev örümcek çizimi

Artvin Arılı (Demirkapı) Yaylası Kaya Resimleri Tunç Çağı döneminde bölgede görülen ve günümüzde nesli tükenen hayvan faunası hakkında da bilgi sunduğuna işaret eden Özgül, “Kaya resimleri, bize bölgedeki hayvan faunası hakkında da bilgiler verir. Resimlerde yer alan ve tarafımızdan bizon olarak yorumlanan bir figürün muhtemelen Kafkas bizonu olduğunu ve neslinin tükenmiş olduğunu ifade edebiliriz” diyor.

Makalenin tam okumasını Belleten Dergisi Aralık 2021 sayısından yapabilirsiniz.

Banner
Benzer Yazılar

Metropolis Antik Kentinde Bulunan Sarnıçlar Şehrin Yaşamına Ayna Tutuyor

5 Ocak 2021

5 Ocak 2021

İzmir’in Torbalı ilçesine Yeniköy ve Özbey mahalleri sınırları içerisinde kalan Metropolis antik şehri kazıları 1990 yılından beri devam ediyor. Kültür...

Roma Dönemi Hispania’sında Keşfedilen Bilinen En Eski Taş Kalıp, Sikke Üretimine Işık Tutuyor

29 Mart 2025

29 Mart 2025

İspanya’nın Porcuna kentinde, antik Obulco yerleşiminde yapılan kazılar, Roma Hispania’sında madeni para üretiminin en eski kanıtını gün yüzüne çıkardı. Jaén...

Akdeniz Tunç Çağı batığında 3600 yıllık kurşun ağırlıklar çıkarıldı

27 Kasım 2022

27 Kasım 2022

Dünyanın en eski batıklarından biri olan Antalya Kumluca açıklarındaki Tunç Çağı batığında su altı arkeolojik çalışmalar devam ediyor. MÖ 16....

Magnesia kazılarında Zeus Tapınağı’nın Giriş Kapısı Ortaya Çıkarılıyor

26 Eylül 2021

26 Eylül 2021

Efsaneye göre Thessalia’dan gelen Magnetler tarafından kurulmuş olan Magnesia Antik Kenti’nde Zeus Tapınağı’nın giriş kapısı ortaya çıkarılmaya başlandı. Aydın ilinin...

İspanya’nın güneyindeki Endülüs’ün kalbinde yeni bir megalitik anıt keşfedildi

6 Mayıs 2023

6 Mayıs 2023

İspanya’daki arkeologlar, uyuyan dev olarak da bilinen La Peña de los Enamorados’un oluşumunu araştırırken daha önce göz ardı edilen bir...

İngiltere’de şimdiye kadar keşfedilen en büyük toplu mezar çukurlarından biri Leicester Katedrali bahçesinde ortaya çıkarıldı

21 Kasım 2024

21 Kasım 2024

Arkeologlar, bir eğitim merkezi inşası öncesi Leicester Katedrali bahçesinde kazı yaparken , İngiltere’de şimdiye kadar keşfedilen en büyük toplu mezar...

Almanya’nın Chiemsee Gölü’ndeki 600 yıllık bir kilisenin kalıntıları aranırken 1.000 yıllık bir kült alanı keşfedildi

26 Şubat 2024

26 Şubat 2024

Arkeologlar, Almanya’nın Chiemsee Gölü’ndeki bir ada olan Fraueninsel’de, 1800’lerin başında yıkılan 600 yıllık bir kilisenin kalıntılarını ararken 1.000 yıldır yeraltında...

Viking Harald Bluetooth zamanından kalma büyük bir salon keşfedildi

30 Aralık 2022

30 Aralık 2022

Danimarka ve Norveç Kralı Viking Harald Bluetooth döneminden kalma büyük bir salon, Danimarka’nın Kuzey Jutland kentindeki Jammerbugt Belediyesi’nde bir köy...

Doğu Anadolu’nun Kapadokya’sı Meya Antik Kenti

14 Kasım 2020

14 Kasım 2020

Meya mağaraları, Ağrı iline bağlı Diyadin ilçe merkezinin 15 km. güneybatısında Günbuldu köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Tarihi alan, köyün...

Glencoe Katliamı’nda öldürülen ‘İskoç klan şefine ait’ şöminede madeni para istifi bulundu

17 Ekim 2023

17 Ekim 2023

17. yüzyılda meydana gelen Glencoe katliamında öldürülen bir İskoç klan şefine ait olduğuna inanılan madeni paralar, Glasgow Üniversitesi arkeoloji öğrencisi...

Antandros Antik Kenti’nde 2.400 Yıllık Mezar Ortaya Çıkarıldı

31 Temmuz 2021

31 Temmuz 2021

2000 yılında yüzey araştırması ile başlayan  Antandros Antik Kenti kazılarının bu yılki çalışmalarında 2.400 yıllık pitos mezar ortaya çıkarıldı. Mysia...

Bilecik’te 8.500 Yıllık Müzik Aleti Ortaya Çıkarıldı

4 Temmuz 2021

4 Temmuz 2021

Bilecik’te bir apartmanın altında 2 yıldır sürdürülen arkeolojik kazı çalışmalarında 8.500 yıllık 3 delikli müzik aleti ortaya çıkarıldı. Çalışmalarda ayrıca,11...

Blaundos Antik Kenti’nde Tanrıça Demeter’in sunak alanı bulundu

22 Aralık 2021

22 Aralık 2021

Uşak’ın Ulubey ilçesinde yer alan Blaundos Antik Kenti kazı çalışmalarında Bereket Tanrıçası Demeter’in sunak alanı ortaya çıkarıldı. Uşak Üniversitesi Arkeoloji...

Taş Tepeler’in 10.000 yıllık Neolitik Akropolü “Harbetsuvan Tepe”

22 Mayıs 2022

22 Mayıs 2022

Harbetsuvan Tepesi, antik Yunan şehirlerinin yakınındaki tepelere kurulmuş akropollere benzemektedir. Harbetsuvan, deniz seviyesinden yaklaşık 714 m yükseklikte, Tek Tek Dağları...

Işık ve gizem tanrısı Mithras’a ait tapınak kalıntılarına ulaşıldı

13 Nisan 2023

13 Nisan 2023

Almanya’nın en eski kenti kabul edilen Trier’de ışık ve gizem tanrısı Mithras’a ait tapınak kalıntılarına ulaşıldı. Rheinland-Pfalz Kültürel Miras Genel...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]