Kaya resimleri bizlere dönemin göçer topluluklarının sosyo-kültürel yapısı, dini inanç ve ritüelleri, düşün dünyası ve içinde bulunduğu doğası hakkında eşsiz bilgiler sunan maddi kültür varlıklarıdır.
Özellikle yazının bulunmadığı zaman diliminde iletişim aracı olarak değerlendirilen göçer toplulukların yaptığı kaya resimleri, Anadolu coğrafyasında Doğu Karadeniz Bölgesi, Doğu Anadolu’nun Erzurum-Kars-Ardahan Platosu ve Hakkâri-Van Bölgesi’nde görülür.
Artvin Demirkapı/Arılı kaya resimleri göçer toplulukların yaşantısına dair bilgiler veriyor
Artvin ili, Arhavi ilçesinin 20 km, Arılı Yaylası’nın 6,5 km güneybatısında, denizden 2200 m yükseklikte, Namazgâh adı verilen kayalık bir alanda bulunan Demirkapı/Arılı kaya resimleri üzerine çalışma yapan Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oktay Özgül, “Artvin İli ve İlçeleri Yüzey Araştırmaları” kapsamında yaptıkları çalışmalarda, 11 adet kaya üzerinde 56 adet çeşitli konuları içeren resim tespit ettiklerini, fotoğraflama ve çizim çalışmalarının yaptıklarını söyledi.
Oktay Özgül, Belleten Dergisi’nin Aralık 2021 sayısında kaleme aldığı makalesinde kaya resimlerinin, dağ keçisi motif, hareket halinde yapılmış abartılı boynuzlu geyikler, av ve tuzak sahneleri, güneş kursu ve süvarilerden oluşan çeşitli kompozisyonların yer aldığını; ayrıca örneğine daha önce Anadolu’da rastlanılmayan özenle çizilmiş olan balık resimleri de ayrı bir yer tuttuğunu işaret etti.
Özgül, “Kaya resimlerinin, ritüel alanı özelliği gösteren semboller içerdiği gibi; pastoral hayatın günlük akışını tasvir eden resimlerin yer aldığı bir çeşit göçer bir yurt/oba yaşantısını yansıtan temaları da içerdiğini” belirterek iki kültürün hem deniz hem de yüksek yayla kültürüne dair izler taşıdığını dile getirdi.
Özgül, “Artvin Arılı (Demirkapı) Yaylası Kaya Resimleri” makalesinde şu bilgilere yer veriyor.
Kaya resimlerinde Sibirya Şamanizmi’ne ait inanışların tasvir edilmesi şaşırtıcı bir durum
“Hayvancılık ile balıkçılığı bir arada yürüten bu insanların, kayıkları/sandalları ritüellerinin bir parçası olarak görmeleri, kaya resim alanını daha da mistik bir hale getirir. Deniz kültürünü yansıtan sandal, balık ve avlanmış balık sahneleri, daha önce yakın çevre ve diğer bölgelerde hiç rastlanmayan tasvirler olarak karşımıza çıkar.
Özellikle sandalların/kayıkların insanları veya ölen diğer canlıları başka dünyalara ruhlarını taşıması gibi, kökleri Sibirya Şamanizmi’ne dayanan inanışların tasvir edilmesi bizleri şaşırtmıştır. Bununla birlikte dağ keçisi ve tanımlanamayan başka bir hayvan üzerinde ellerini açmış dünyalar arası yolculuk yapan insanların/şamanların tasviri de çok ilginçtir. Yine farklı olarak I numaralı panoda ilkel bir formda çizilmiş çadır resmi de oba yaşantısının önemli bir parçasını açıkça gösteren öge olarak karşımıza çıkar. Buna ilaveten XII No.lu kayadaki av sahnesi, avcı-toplayıcı yaşamın temel bir özelliğini yansıtır. Bu tür sahnelerin benzer örneklerine yakın bölgedeki Kars Digor/Dolaylı kaya resimlerinde rastlanır.”
Kaya resimleri Tunç Çağı kültür birliğine işaret ediyor
Doğu Anadolu kaya resimlerinde sıkça kullanılan vurma-oyma-çizgi tekniğinin yanı sıra burada farklı olarak, gagalama (pecked) yönteminin kullanılmış olmasına dikkat çeken Özgül, bir başka önemli verinin Erzurum-Hakkâri dağlık bölgesinin benzer kaya resim örneklerinin yanı sıra; benzer taş heykellerini de barındırması ve bu özelliklerin, iki bölgenin Tunç Çağı’ndaki kültür birliğine işaret etmesi olduğunu belirtiyor.
Özgül, “Kaya resimlerinin tarihlendirmesinde güçlükler yaşanıyor. Yakın çevrede herhangi bir kurgan, nekropol, yerleşim yeri kalıntısı bulunmaması, resimlerin hangi zamanda yapıldığına dair bilgiye ulaşılmıyor. Ancak, kaya resimlerindeki hayvan tasvirlerinin biçimsel özellikleri, yapım tekniklerinin analoji yolu ile çevre coğrafyalarla mukayesesi, bize bu konuda belli ölçülerde fikirler vermiştir. Buradan yola çıkarak Demirkapı/Arılıkaya resimlerinin Erken Tunç Çağ’ı ve Orta Tunç Çağı’nda yapıldıklarını söyleyebiliriz” diyor.
Tunç Çağı insanı bölgeyi neden seçmiş olabilir?
Bölgenin insan grupları tarafından neden seçilmiş olabileceğine dair iki görüş ortaya atan Doç. Dr. Oktay Özgül, bunlardan birincisinin bölgenin ritüel alanı olmasının yüksek bir ihtimal olduğunu çünkü; resimlerde Şamanizm öğelerini içeren tasvirlerin yer aldığını Orta Tunç Çağı’ndan itibaren bozkır kavimleri arasında yaygınlaşan ve bir inanç kültürü olarak karşımıza çıkan bu tür tören sahneleri, Saymalıtaş-Tamgalısay vb. açık hava tapınaklarında çok açık bir şekilde karşımıza çıktığını belirtiyor. Buna benzer ritüel sahnelerinin ayrıca Kars/Digor Dolaylı kaya resimlerinde de göze çarptığını da söylüyor.
İkinci bir görüş ise; konar-göçer yaşam süren toplulukların yaylağı gibi düşünülebileceğidir. Bu görüş içinde Özgül şunları söylüyor; “Bilindiği gibi bozkır toplulukları tarih boyunca yazın yüksek yerlere, kışın ise daha alçak yerlere göçüyorlardı. Burada buna benzer bir hayatın varlığını petrogliferdeki birbirinden bağımsız resimlerden anlayabiliriz. Kaya resimlerindeki av sahneleri, çadır, ateş, ocak, vahşi hayvan vb. tasvirler, yaylak hayatından sahneler olarak karşımıza çıkar. Bütün kayalık alan tarandığı zaman daha başka resimlerin de olduğunu düşünüyoruz. Yeni bulunacak kaya resimlerinde yaylak hayatı hakkında daha detaylı bilgi veren eğlence, oyun, savaş vb. hareketli kompozisyonları da bulabilmemiz mümkündür.”
Artvin Arılı (Demirkapı) Yaylası Kaya Resimleri Tunç Çağı döneminde bölgede görülen ve günümüzde nesli tükenen hayvan faunası hakkında da bilgi sunduğuna işaret eden Özgül, “Kaya resimleri, bize bölgedeki hayvan faunası hakkında da bilgiler verir. Resimlerde yer alan ve tarafımızdan bizon olarak yorumlanan bir figürün muhtemelen Kafkas bizonu olduğunu ve neslinin tükenmiş olduğunu ifade edebiliriz” diyor.
Makalenin tam okumasını Belleten Dergisi Aralık 2021 sayısından yapabilirsiniz.