14 December 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Alexandria Troas Antik Kenti’nde 2.000 Yıllık Altar Bulundu

M. S. 1 ve 4’ncü yüzyıllarda döneminin en büyük ticari limanına sahip Alexandria Troas Antik Kenti’nde yapılan kazılarda 2.000 yıllık altar keşfedildi.

Roma İmparatorluğu’nun kolonisi olan Alexandria Troas, sahip olduğu liman ile güçlü ekonomik yapıya sahip bir kent olmakla beraber nüfusu da 100 bine ulaşan bir antik kenttir.

Çanakkale Boğazı’nın çıkışında Dalyan köyü yakınında yer alan kentte, Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe’nin başkanlığında yapılan kazılarda 2.000 yıllık altar ortaya çıkarıldı.

Ankara Üniversitesi ile Ezine ve Geyikli belediyelerinin de destek verdiği Alexandria Troas Antik Kenti’nde yapılan kazılar ile ilgili AA’ya bilgi veren Prof. Dr. Erhan Öztepe, geçen yıl toprak altı röntgenleme sistemi ile çalışma gerçekleştirdiklerini ve bu yıl öncelikle geçen yıl ortaya çıkan verileri değerlendirdiklerini ifade etti.

Temel 7 metreden daha aşağı iniyor

Elde ettikleri verilerle ilgili bölgede kontrol sondajları açtıklarını anlatan Erhan Öztepe, şöyle devam etti:

“Bu kontrol sondajlarından bir tanesi altar olması muhtemel yapı kalıntısını ortaya çıkardı. Bugüne kadar aslında 2 binli yılların başında Alman meslektaşlar da bu bölgede jeofizik araştırmaları yapmışlar ama o günkü teknoloji belki buna imkan vermedi. Bu yapı kalıntısını görmemişler. Bu bize nasip oldu. Kazdık ve gördük ki tapınakla aynı mimari oluşuma sahip, aynı yapı karakterini gösteriyor. Milattan sonra 1. yüzyıla ait olması gereken bir yapı. Biz 7 metreye kadar aşağıya inebildik. Daha da aşağıya inen bir temeli var. Oldukça derin bir temel. Bütün kaplaması, mimari süslemelerini büyük ölçüde yitirmiş. Belirli bir dönemde kentin genelinde karşılaşılan durum burada da ne yazık ki geçerli. Altar diyebileceğimiz bir yapının tapınak önünde çıkması önemli.”

Alexandria Troas
Alexandria Troas

Roma döneminde burada kurban ve başka sunular yapıldığına işaret eden Prof. Dr. Öztepe, “Yapının belgelemesini yaptık, daha sonra çevre korumasını sağlayacağız. Çevre koruma bandını da yaptıktan sonra ziyaretçilerimizle ilgili bir sıkıntı kalmayacak. Çünkü ziyaretçilerin çok derin sondajlara girmesi tehlikeli olabilir düşüncesiyle o korumayı da yapıyoruz.” diye konuştu.

Öztepe, bölgeye bilgilendirme levhası da koyacaklarını belirterek, şunları kaydetti:

“Gelen ziyaretçimiz tapınakla birlikte altar hakkında da bilgi sahibi olacak. Bu yıl şöyle bir çalışma da yaptık, genç bir mimar arkadaşımızın yüksek lisans bitirme teziydi. Tapınağı bilgisayar ekranında 3 boyutlu ayağa kaldırdık. Belki önümüzdeki yıl tabelaya böyle bir eklenti yapacağız. Teknoloji kullanılarak şeffaf bir tabela düzenlenecek. Gelen ziyaretçi tabelanın önüne geçtiği zaman arkada akseden görüntüyle tapınağı ayağa kalkmış olarak görecek. Tüm tabelalar için bunu yapmayı planlıyoruz. Artık herkes akıllı telefon kullanıyor. QR kodla bilgileri oraya yükleyeceğiz. Ziyaretçiler telefona uygulamayı yüklediği zaman hazır okuyabileceği bir rehbere sahip olacak.”

Roma dönemi altar

Altar Nedir?

Altar, Tanrılara sunu yapılan kurban kesilen mimari ögelerdir. İlk uygulamalarda altar, basit gösterişsiz birer taş, toprak yığınları olarak görülmektedir. Zamanla, altarlar kutsal yapılar olarak görülmeye başlanmış ve daha fazla önem verilmiştir.

Antik çağda tapınakların çevre duvar boşluklarında, tiyatro ve agoralarda yer alan altar, evlerin bir bölümünde de tespit edilmiştir.

Altar, kurbanın kesilip yakıldığı ve diğer sunuların konulduğu yuvarlak ve kare şeklinde çoğunlukla taştan yapılmış, kanın akması için bir deliğin olduğu masa şeklinde yapılmıştır.

Altar, Hellenistik dönemde heykeller ve kabartmalarla donatılarak daha gösterişli mimari yapıya dönüşmüştür.

Banner
Benzer Yazılar

İranlı Arkeologlar, Nahavand Kentindeki Laodikea Tapınağı’nı Aramaya Devam Edecek

12 Ocak 2021

12 Ocak 2021

İranlı arkeologlar, İran’ın batısındaki Hamedan eyaletindeki modern Nahavand kasabasının altına gömüldüğüne inanılan esrarengiz Laodikea Tapınağı kalıntılarını gün yüzüne çıkarmak için son bir girişimde bulunacaklar. ...

Parçacık fiziği ve arkeoloji işbirliği, Napoli’deki gizli Helenistik yeraltı odasını ortaya çıkardı

13 Mayıs 2023

13 Mayıs 2023

Yunanlılar tarafından MÖ dördüncü yüzyılın sonu ile üçüncü yüzyılın başı arasında inşa edilen Neapolis’in antik nekropolü’nün kalıntıları, günümüz Napoli’sinin yaklaşık...

Hititlerin amansız düşmanları Kaşkalar’a ait ilk arkeolojik kanıtlar keşfedildi

16 Ocak 2025

16 Ocak 2025

Anadolu’da ilk merkezi devleti kuran Hint-Avrupalı Hititlerin amansız düşmanları Kaşkalar tarih sahnesinde gizemli bir topluluk olarak kaldı. Karadeniz bölgesinde yaşayan...

Tavşanlı Höyük’te 3 bin 300 yıllık eşsiz mühür ve Miken benzeri kılıç keşfedildi

18 Temmuz 2022

18 Temmuz 2022

8 bin yıllık geçmişe sahip olan Tavşanlı Höyük’te devam eden kazılarda 3 bin 300 yıllık eşsiz mühür ve Miken dönemi...

Almanya’da 3000 yıllık ahşap dilek kuyusu bulundu

8 Ocak 2023

8 Ocak 2023

Almanya’nın Bavyera eyaletindeki Germering kasabasında, arkeologlar ritüel birikintilerle dolu iyi korunmuş bir Tunç Çağı ahşap kuyusunun kalıntılarını ortaya çıkardılar. Arkeologlara...

Geçmiş Nesil DNA’larımız Kanseri Yenmemiz İçin Çözüm Olabilir

22 Ekim 2020

22 Ekim 2020

Geçmiş nesillerden DNA’mızdaki aktarılmış öğeler, basit bir enfeksiyon gibi kanser hücrelerini öldürmek için güçlü bir bağışıklık tepkisi geliştirebilir. Bu çalışma,...

Kültür Bakanlığı’ndan Müze Severlere İyi Haber…

17 Aralık 2020

17 Aralık 2020

Teknolojinin gelişmesi her alanda olduğu gibi kültür alanında da değişimin itici gücü oldu. Bu değişimlerin birisi olan Kültür ve Turizm...

Yeni bulgular, Klaros Antik Kenti’nin Hıristiyanlıktan sonra da bir kahin merkezi olarak hizmet vermeye devam ettiğini gösteriyor

14 Eylül 2022

14 Eylül 2022

Milattan sonra beşinci ve yedinci yüzyıllara tarihlenen oyun tahtaları ve çatallı haç motifleri, İyonya’nın en önemli pagan kutsal alanlarından biri...

31.000 yaşında Paleolitik bir kadının çarpıcı yüz rekonstrüksiyonu

28 Eylül 2022

28 Eylül 2022

1881’de arkeologlar, şu anda Çek Cumhuriyeti’nde bulunan bir köy olan Mladeč’teki bir mağaranın içine gömülü bir insanın kafatasını ortaya çıkardılar....

Geçmişin Mutfak Sırları

19 Ekim 2020

19 Ekim 2020

Arkeologlar, sırsız seramik tencerelerin şimdiki ve geçmiş yemeklerin kimyasal kalıntılarını emdiğini buldular. California Üniversitesi, Berkeley liderliğindeki bir araştırma ekibi, sırsız...

Bitlis’te 5000 yıllık Karaz kültürünün izlerine ulaşıldı

13 Ekim 2023

13 Ekim 2023

Bitlis’in Ahlat ilçesindeki İç Kale’de yapılan kazılarda 5000 yıllık Karaz Kültürü’nün izlerine rastlandı. Karaz Kültürü, Sovyet arkeolog Boris Kuftin’in araştırmalarında...

Korsika adasında bulunan 6.000 yıllık yerleşim yeri

5 Mayıs 2023

5 Mayıs 2023

Fransa’nın Sotta kasabasında sosyal konut yapılacak alanda çalışan arkeologlar Punta Campana’nın (Korsika adası) yamaçlarını kazdılar ve geniş bir Neolitik alan...

Urartu Kralı II. Rusa Döneminde Yapılan Sarayın Fil Ayakları Çıkarılacak

15 Ekim 2021

15 Ekim 2021

M. Ö. 685-645 yılları arasında hüküm süren Urartu Kralı II. Rusa tarafından inşa edilen sarayın fil ayaklarının çıkarılması için çalışmalar...

Assos Antik Kenti’nde “ıslah” çalışmaları yargıya taşındı

29 Eylül 2021

29 Eylül 2021

Assos Antik Kenti’ne giden yola düşen taşların güvenlik sorunu yarattığı için antik kent 500 gün boyunca ziyaretçilere kapatılarak ıslah çalışmasına...

İnsan Ne Zaman Dik Yürümeye Başladı

25 Şubat 2021

25 Şubat 2021

Darwin’in, insanların şempanzeler ve goriller arasında yakın bir evrimsel ilişki olduğu teorisi bilim dünyasında hararetli tartışmaların devam ettiği bir alandır....

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]