Pompeii yaşadığı felaketin bir sonucu olarak günümüze kadar bozulmadan gelebilmiş antik şehirlerden biri. Bugün bile yeni keşifleriyle bizleri hala şaşırtan bir yer.
Peki Pompeii gerçekten bir Yunan kolonisi olarak mı kuruldu? Bilinenlerin ne kadarı doğru? Yanılgıların nedeni ünlü coğrafyacı Strabon mu? Bu soruları çoğaltmak mümkün.
Yunanlı Strabon Pompeii’nin kökenlerini Roma öncesi Campania’nın bir Samnit nüfusu olan Osci’ye kadar takip etti. Ve yüzyıllar boyunca eskilerin ünlü coğrafyacısının haklı olduğu düşünüldü. Sonuçta Campania’da çoğunlukla Yunan kolonistler tarafından kurulan diğer kasabalardan farklı olarak, şu anda mevcut olan kanıtlar 6. yüzyılın ötesine geçmese bile, muhtemelen MÖ 9-8. yüzyıl civarında Oscanlar tarafından inşa edilmiştir gibi bir inanışa sahip olundu.
Pompeii’nin ve komşularının sonunu hazırlayan Venüv yanardağı aynı zamanda volkanik külün verimli bir arazi haline getirdiği Opics’in Sarno Vadisi’nde M.Ö 6 yüzyıla kadar uzanan bir tarihe sahiptir. İronik bir şekilde Vezüv hem Pompeii’yi küllerinden yaratmış hemde külleriyle yok etmiştir.
Şehir Etrüskler tarafından, bir Roma kolonisi haline gelmesinden yüzyıllar önce, Pompeii’yi kurmuş, surlarla şekillendirmiş, sokaklarını Tarquinia için yaptıkları gibi “gökyüzünü ve yıldızları takip ederek” düzenlemişlerdir.
Aynı zamanda Pompeii tam olarak bir Etrüks şehrinin bir kopyası gibide değildir. Her zaman kendine özgü bir yönü vardır. Ama bu gerçek onu bir Etrüks tarihi olduğunu anımsanmaması için yeterli değildir.
Arkeoloji parkının müdürü Massimo Osanna bir sempozyum konuşması sırasında:Bir Etrüsk vakfı hipotezine “ısrarla” yaklaşmanın her şeyden önce amaç olduğunu açıklamış: Kenti kuzeydoğuda birbirine bağlayan yol boyunca inşa edilen kutsal alanın kazısında bulunan 70’in üzerinde yazıtlı fincan bulduklarını söylemektedir.
Etrüsksler, şehir dışından başlayarak, şehirden başarılı bir ticari trafik merkezi olan Stabiae limanına giden yol üzerinde ilk kutsal alanları kurmuşlardı.
Arkeologlar, bu yol üzerindeki tapınağın 60’larda zaten tespit edildiğini ve 90’larda yeniden kazıldığını açıklıyor – ancak en ilginç buluntular ve bunların sistematik olarak incelenmesi, 2014’te başlatılan kazılar sırasında yapılmış, bir keşfe işaret ediyor. Bu, Pompeii’yi “Etrürya dışında en fazla Etrüsk yazıtını bulunan yer” yapıyor.
Bulunan fincanların çoğu, bir dilek veya adak yapan kişinin adının eşlik ettiği ritüel ifadelerle grafiti taşıyor. Bu isimlerin bazıları Campania’da daha önce hiç bulunmamış, ancak orta İtalya’nın Etrüsk merkezlerinden iyi bilinen Etrüsk isimleridir. Bu nesnelerde her zaman jenerik “Apa” (Etrüsk’te “baba”) ile gösterilen onurlu tanrı bile Etrüsk din kültürüne gönderme yapıyor gibi görünmektedir.
Arkeologlar, tarihi ve daha yakın tarihli kazıların “bir kez daha alfabede ve Etrüsk dilinde” yazıtlı kapları geri getirdiği “halk meydanının yanındaki ana Pompeian kutsal alanı olan Apollon tapınağı için” kendini tekrar eden kanıtlara dikkat çekiyor. Öte yandan, Apollon tapınağında ve Üçgen Forum’da yapılan son kazıların kanıtladığı gibi, kent merkezinin mimarisi de farklıdır. Etrüsklerden olduğu kadar Yunanlılardan da bir şekilde uzak. Pompeii Arkeoloji Parkı Müdürü Osanna, “Daha yakından bakıldığında, Campania merkezlerinin zengin panoramasında genellikle bulunmayan bir stildir”, diyor. Böylelikle Apollon tapınağının mimari stili Pompeii’deki gizemlerden biri olarak ünvanını koruyor.
Pompeii Etrüsk dili ve kültürünün kurduğu bir şehirdir. Belki de en büyük yıkımını MÖ 474’te Cumae Savaşı sırasında bir Yunan kolonileri koalisyonu tarafından yenilgiye uğratılması yüzünden oldu. Etrüksler bu savaşla yok oluş sürecine girdiler ve onların yerini bir dağ halkı olarak bilinen Oscanca konuşan Samnitler aldı.
Pompeii, aslında o savaştan sonra ortadan kayboldu, aynı zamanda sakinleri tarafından da terk edildi. Ve biraz da lanetlenmiş gibi, onlarca yıldır evlerinin ve kutsal alanlarının üzerine çöken karanlık, kurucularının anısını da alıp götürdü. Gerıye kalanlar ise kökenlerinden farklı etkilerle kirlenmiş ve zenginleşmiş bir topluluk.
Kaynaklar: Lessing, Erich ve Antonio Varone. Pompei . İtalya: Basımlar Pierre Terrail, Paris, 1996,1-65.
Lessing, Pompei, 1-65.
İlk resim Pompeii Wikipedia’dan alınmıştır.