3 May 2024 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Mukiş Krallığı Başkenti Aççana Höyük Kazıları Devam Ediliyor

Bereketli toprakları, Doğu Akdeniz kara ve deniz ticaretinin önemli kesişme noktası M. Ö. 2 bin yılında varlığı görülen Mukiş Krallığı’nın başkenti Alalah’ın günümüzdeki adı ile Aççana Höyük’te 2021 kazılarına başlandı.

Her ne kadar stratejik bir coğrafi bölgede olması Mukiş Krallığı’nı güçlü ve önemli bir krallık yapsa da bu özelliği dönemin diğer güçlü devletlerin himayesinde yaşamasını da beraberinde getirmiştir.

Mukiş Krallığı’nın toprakları dönemin süper gücü Mısır’ın bile iştahını kabartmıştır.

Mukiş, Yamhad, Mitanni, Hitit İmparatorluğu’nun vassal devleti olarak varlığını sürdürmüştür.

Alalah Antik Kenti (Aççana Höyük) Batı’da Amanos ve Doğu’da Kurd Dağları ile çevrili Amik Ovası içinde yer almaktadır.

İngiliz arkeolog Leonard Woolley tarafından 1930’lu yıllarda kazı çalışmalarının başladığı Aççana höyükte, 2021 sezon kazıları Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Murat Akar başkanlığında devam ediliyor.

Aççana höyük Kazı Başkanı Doç. Dr. Murat Akar, AA muhabirine Alalah’ın, Amik Ovası’nda Tunç Çağı’na ait izlerin açığa çıkartılabileceği en önemli arkeolojik yerleşimlerden biri olduğunu söyledi.

Tarihi 4 bin yıl öncesine dayanan höyükle ilgili bilgi veren Akar, şöyle konuştu:

“Geç Tunç Çağı büyük imparatorlukların ortaya çıktığı bir dönem. Anadolu’da Hitit İmparatorluğu’nun, güneyde Mısır İmparatorluğu’nun, Fırat ve Dicle ekseninde ise Mitanni İmparatorluğu’nun var olduğu bir dönemdeyiz. Bu dönemde söz konusu büyük imparatorlukların birbirleriyle yaptıkları savaşlar, diplomatik anlaşmalar ve ticari ilişkilerin izlerinin takip edilebildiği en önemli nokta Amik Ovası’dır. Yani Hitit İmparatorluğu da Amik Ovası’nda etkin bir güç olmak istiyor, Mısır ve Mitanni imparatorlukları da. Bunun en büyük nedenlerinden biri Amik Ovası’nın günümüzdeki en önemli özelliklerinden de biri olan tarımsal zenginliği. Burası büyük imparatorluklar için bir besin deposu olarak tanımlayabileceğimiz bir coğrafya.

4 bin yıllık Mukiş Kralığı'nın başkenti Alalah (Aççana Höyük) kazıları devam ediyor. Foto: Lale Köklü Karagöz / AA
4 bin yıllık Mukiş Kralığı’nın başkenti Alalah (Aççana Höyük) kazıları devam ediyor. Foto: Lale Köklü Karagöz / AA

Bir diğer sebep ise jeopolitik önemi, yani bütün ticaret yolları üzerinde yer alması ve denize olan bağlantısıyla bütün Doğu Akdeniz kültürleriyle etkileşim içerisinde olması. Bu nedenle biz burada yürüttüğümüz çalışmalarda, kentin belli tabakalarında Mitanni İmparatorluğu’nun hakimiyet izlerini görürken sonraki dönemlerde ise kentin Hititler’in kontrolü altına girdiğini görüyoruz.”

Akar, son yıllarda gerçekleştirdikleri antik DNA araştırmalarında, uluslararası çağda şekillenen göç ve ticarete bağlı insan hareketliliği konusunda çok önemli veriler elde ettiklerini bildirdi.

İnsan iskeletlerindeki analizlerde, bireylerin yerel halkı temsil ettiği anlaşıldı.

Şimdiye kadar çok sayıda insan iskeletini incelediklerini ifade eden Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Amik Ovası, Tunç Çağı’nın uluslararası hareketliliğinin merkez noktası ama bizim burada açığa çıkardığımız mezarlarda bulunan insan iskeletlerinin büyük bir kısmında yaptığımız analizlere göre bu bireyler yerel halkı temsil ediyor. Aslında bu bize, bölgenin yerel halkının dönemin uluslararası arenadaki rolü ve önemini gösteriyor ki bu bizim için son derece heyecan verici. Çünkü biz bu çalışmayı yaparken, Geç Tunç Çağı’nın uluslararası hareketliliğinin yaşandığı bu döneme dair şunu sormak istedik; (Aççana Höyük’teki kazılarda açığa çıkardığımız bütün bireyler yerel toplumu tanımlıyorsa yabancılar, örneğin bu bölgeye gelen Hititliler nerede?) Bu da çalışmalarımızın bir kısmını oluşturuyor.”

Bölgede kazıların 21 yıldır sürdüğünü, kazılarla tapınak ve tapınak civarında şekillenen kent dokusunu anlamaya çalıştıklarını belirten Akar, “Çünkü tapınağı ayakta tutmak için ihtiyaç duyulan hizmet yapılarından, işlik ve atölyelere kadar zengin bir veriyi elde edebileceğimiz bir kazı alanındayız. 2012 yılından beri çalışmalarımızı yürüttüğümüz bu alanda, kentin farklı kültür tabakalarındaki gelişimini ve tapınaklarla olan ilişkisini anlamaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Banner
Benzer Yazılar

Evesham yakınlarında ortaya çıkarılan Arnavut kaldırımlı yol, İngiltere’deki türünün en iyi Roma örneği olabilir.

19 Ekim 2022

19 Ekim 2022

İngiltere’nin Worcestershire kentindeki Evesham yakınlarında Roma yapımına ait olduğuna inanılan Arnavut kaldırımlı yol keşfedildi. Yolun Romalı olduğu doğrulanırsa, İngiltere’de türünün...

Truva’nın 3.500 yıllık Kemerdere Su Kemeri Restore Ediliyor

8 Ocak 2021

8 Ocak 2021

Truva (Troya), tarih ve mitolojinin baskın antik kenti… Günümüz Çanakkale il sınırları içerisinde Kaz Dağları’nın eteklerinde konumlanan tarihin refah, zenginlik,...

Aççana Höyük’te Hitit tarihini etkileyecek 3250 yıllık mühür bulundu

19 Kasım 2021

19 Kasım 2021

Aççana Höyük kazılarında ortaya çıkarılan 3250 yıllık mühür baskısı ve kil tablet Hitit tarihini etkileyecek önemli bir keşif olarak değerlendiriliyor....

Libasyon alanlı Urartu mezarı keşfedildi

16 Ocak 2023

16 Ocak 2023

Van Gölü sularının çekilmesiyle ortaya çıkan Urartu dönemi tapınak kalıntılarına yakın bir yerde libasyon ritüelinin yapıldığı 3 odalı mezar ortaya...

Şaşırtıcı Bir Heykelcik Altın Gözlü Bronz Kelt Adamı

12 Aralık 2020

12 Aralık 2020

Slovakya’da yapılan kazılarda çok şaşırtıcı bir heykelcik bulundu. Altın Gözlü Bronz Kelt Adam Heykelciği benzersiz bir ayrıntı olarak kazının gözdesi...

İtalya’da keşfedilen 7.000 yıllık kanolar, Akdeniz’de denizcilik teknolojisinin erken gelişimini gösteriyor

21 Mart 2024

21 Mart 2024

İtalya’nın başkenti Roma’nın yaklaşık 30 km kuzeybatısındaki Neolitik (Geç Taş Devri) göl kıyısındaki La Marmotta köyünde 7.000 yaşında olduğu tahmin...

Akdeniz’in En Eski El Dikimi Teknesi Bir Sonraki Yolculuğuna Hazırlanıyor

25 Ocak 2024

25 Ocak 2024

Akdeniz’in en eski el dikimi teknesi, Hırvatistan’ın Istria yarımadasındaki Umag yakınlarındaki Zambratija Körfezi’nde keşfedildi. Hırvatistan’daki Adriyatik deniz tabanında binlerce yıl...

İran’da Sasani döneminden kalma olduğu tahmin edilen bir ateş tapınağı ortaya çıkarıldı

11 Ekim 2023

11 Ekim 2023

Kuzey İran’daki bir arkeolog ekibi, Sasani döneminden (MS 224-651) kalma olduğu tahmin edilen bir ateş tapınağının kalıntılarını ortaya çıkardı. Arkeolog...

Sudan’da Ortaçağ İslam mezarlarının düzenlenmesinde bulunan gizli desenler

8 Temmuz 2021

8 Temmuz 2021

Doğu Sudan ‘ın Kassala bölgesinde araştırma yapan arkeologlar burada bulunan mezarların kozmolojik bir düzenle gömüldüklerini tespit ettiler. Mezarları kozmoloji için tasarlanmış bir...

Viking Ailesi Yeni DNA Teknolojisi Kullanılarak Tanımlandı

11 Haziran 2021

11 Haziran 2021

Araştırmacılar, yeni DNA teknolojisi sayesinde Danimarka ve İngiltere’de keşfedilen iki Viking kalıntısı arasındaki bağlantıyı doğrulayabildiler. Araştırmacılar, biri 2005 yılında Otterup,...

Çin Seddi Yakınlarında Antik Kale Ortaya Çıkarıldı

16 Haziran 2021

16 Haziran 2021

Çin Seddi, Dünya’nın bilinen en uzun savunma amaçlı yapılan bir mimari yapıdır. Uzunluğu tam olarak bilinmeyen yapı, Çin’in doğusunda Pekin...

Araştırmacılar, Neandertallerin İnsanlarla Aynı İşitme Kapasitesine Sahip ve Konuşabildiklerini Söylüyor

2 Mart 2021

2 Mart 2021

Bilim insanları, insan evrimi konusunda uzun süredir devam eden bir soruyu çözmüş olabileceklerine inanıyorlar. Neandertal kulaklarının sanal olarak yeniden yapılandırılması...

Arinna’nın Güneş Tanrıçası İzmir Arkeoloji Müzesi’nde

6 Mart 2021

6 Mart 2021

Anadolu’nun bin tanrılı halkı Hititler‘in ana tanrıçası Arinna’nın Güneş Tanrıçası İzmir Arkeoloji Müzesi’nde ziyaretçilerini bekliyor. Hitit panteonunda en büyük tanrı,...

Araştırmacılar, antik Çin’de uygulanan beş cezadan biri olan Yue’nin (Amputasyon) 3.000 yıllık kanıtını bulmuş olabilir.

8 Mayıs 2022

8 Mayıs 2022

South China Morning Post’a göre, Çin’li araştırmacılar, Çin’in kuzeybatısındaki bir mezarda bulunan iskeletin, suçlulara uygulanan ilk ayak amputasyon (Yue) ceza...

Van Gölü’nde yaşanan su çekilmesi Urartu dönemi limanı gün yüzüne çıkardı

22 Eylül 2022

22 Eylül 2022

Van Gölü’nde suların geri çekilmesi Urartu dönemi ana kayaya oyulmuş basamaklı limanı gün yüzüne çıkardı. Aşırı buharlaşma ve yağışların azalması...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]