28 September 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

5.000 Yıllık Hafıza Taşları: Ürdün’de Anlamı Hâlâ Çözülemeyen Tören Kompleksi Keşfedildi

Madaba yakınlarında yer alan Murayghat’ta, yapı taşlarıyla değil, ritüelleriyle inşa edilmiş bir tören kompleks alanı gün yüzüne çıkıyor.

Ürdün’ün Murayghat bölgesinde yürütülen arkeolojik kazılar, Erken Tunç Çağı’na tarihlenen gizemli bir törensel alanı ortaya çıkardı. Mezarlardan dev dikilitaşlara, geniş kamusal mimariden anıtsal çanaklara kadar uzanan kalıntılar, 5.000 yıl önce yaşanan büyük bir toplumsal krizin ardından şekillenen yeni bir inanç ve aidiyet sistemine ışık tutuyor.

Kazılar, Kopenhag Üniversitesi’nden Doç. Dr. Susanne Kerner liderliğindeki bir ekip tarafından yürütülüyor. Araştırmalar, bölgenin yalnızca ölü gömme alanı olmadığını, aynı zamanda kolektif hafızanın ve törensel pratiklerin merkezine dönüşen bir kutsal alan olduğunu öne sürüyor.

Hadjar al-Mansub, tek başına duran en büyük taş. Görsel Kaynak: Murayghat Projesi’nin Ritüel Manzaraları / Susanne Kerner

Toplumsal Çöküşten Törensel Dirilişe

Murayghat, M.Ö. 3600–3300 yılları arasına tarihlenen bir döneme ait: Tunç Çağı’nın ilk evreleri ve Kalkolitik kültürün çöküşü. İklim değişiklikleri, elit sembollerin kaybı ve merkezî otoritenin çökmesiyle şekillenen bu geçiş dönemi, halkın aidiyetini yeniden inşa etmek için ritüellere ve anıt yapılar inşa etmeye yöneldiği bir evreydi.

“Tapınaklar yıkıldığında bile insanlar birbirine tutunmanın yollarını arar. Murayghat bu arayışın taşa kazınmış hâli olabilir,” diyor Kerner.

At nalı şeklindeki dik taşlar ve hendekleri gösteren 1. Alanın (merkez tepecik) planı. Diğer çizgiler, yüzeydeki diğer taş yapıları göstermektedir. Görsel Kaynak: Murayghat Projesi’nin Ritüel Manzaraları / Susanne Kerner

Dikilitaşlar, Dolmenler ve Dev Çanaklar: Bir Ritüel Manzarası

Murayghat’ın en dikkat çekici unsurlarından biri, manzaraya bilinçli bir şekilde yerleştirilmiş dolmenler—dev taşlardan yapılmış mezar odaları. Bu mezarların çoğu, merkeze konumlandırılmış kutsal bir yükseltiye doğru yönlendirilmiş. Alan, ayrıca “Hadjar al-Mansub” olarak bilinen 2,4 metrelik dev bir dikilitaşa da ev sahipliği yapıyor. Bu taşın yönü, tören alaylarının izlediği bir aksı işaret ediyor olabilir.

Kazı alanında ortaya çıkarılan büyük seramik çanaklar ise (bazıları 27 litre hacminde), atalara adanan kurbanlar ya da kolektif yemek ritüelleri için kullanılmış olabilir. Bu tür objeler, sadece bir gömü geleneği değil, aynı zamanda aidiyet ve hatırlama pratiklerine dair ipuçları sunuyor.


Köy Değil, Kutsal Buluşma Noktası

Murayghat’ta günlük yaşam izlerine rastlanmaması—ocaklar, ev kalıntıları, depolar gibi unsurların eksikliği—buranın bir yerleşim değil, özel amaçlı törensel alan olduğunu destekliyor.

“Burası bir köy değil, bir araya gelme mekânı,” diyor Kerner. “Muhtemelen bölgesel bir tür mabet ya da ritüel platformu işlevi gördü.”


Tunç Çağı’nı Yeniden Yazmak

Murayghat, dolmen alanlarının göçebe ya da kabile mezarlıklarından ibaret olduğu yönündeki klasik varsayımları sarsıyor. Buluntular, kriz sonrası toplumların inançlarını, sosyal organizasyonlarını ve aidiyetlerini nasıl yeniden şekillendirdiğini anlamak için güçlü bir pencere açıyor.

Trench 9, arka planda L.9000 duvarının bulunduğu Oda 1’i göstermektedir. Kaya kesiminin solunda ve sağında, küçük dikdörtgen çukurlarla birlikte çukur izleri bulunmaktadır. Sağ alt kısımda büyük bir çukur görülmektedir. Görsel Kaynak: Murayghat Projesi’nin Ritüel Manzaraları / Susanne Kerner

Yerel kalker taşlarından elde işlenmiş anıtlar, bu toplumların hâlâ “anımsamak”, “bağ kurmak” ve “bir yere ait olmak” gibi temel insani dürtüler etrafında şekillenen yeni ritüeller geliştirdiğini gösteriyor.


Taşlara Kazınmış Bir Toplumsal Yeniden Doğuş

Bugünün iklim krizleri ve toplumsal dönüşümleriyle yankı uyandıran Murayghat, insanlığın her çağda adaptasyon, kolektif hafıza ve yeniden örgütlenme ihtiyacına sahip olduğunu kanıtlıyor. Üstelik bunu kelimelerle değil, taşlarla anlatıyor.

Kazılar hâlâ sürüyor. Ama Murayghat’ın hikâyesi çoktan yazılmaya başlandı—ve bu hikâye, eski çağlara değil, belki de bugüne ayna tutuyor.

Kapak Fotoğrafı: Kuzeyden merkezi tepenin (Alan 1) görünümü, dikilmiş taşların çoklu dizilimlerini vurgulamaktadır. Kaynak: Murayghat Projesi’nin Ritüel Manzaraları / Susanne Kerner

Kerner, S. (2025). Dolmens, standing stones and ritual in Murayghat. Levant, 1–16. https://doi.org/10.1080/00758914.2025.2513829

Banner
Benzer Yazılar

1100 yıl önce Konstantinopolis’i kuşatan Bulgar askerlerine ait amulet bulundu

1 Nisan 2023

1 Nisan 2023

Bulgaristan’da Büyük Çar Simeon zamanından kalma Kiril dilinde bir yazıt taşıyan kurşun plakalı bir amulet keşfedildi. Amulet, Bulgaristan’ın güneyindeki Ivaylovgrad...

Perulu arkeologlar deri ve saçları bozulmamış bir mumya ortaya çıkardılar

25 Nisan 2023

25 Nisan 2023

Perulu arkeologlar bin yıllık deri ve saçları bozulmamış 12-18 yaşında olduğu düşünülen bir çocuğa ait mumya ortaya çıkardılar. Peru’nun başkenti...

Trier Üniversitesi’nin Dijital Para Dolabı Artık Erişilebilir

19 Şubat 2024

19 Şubat 2024

Tarihi sikkeler, koleksiyonlar ve sergiler için mücevher parçalarından çok daha fazlasıdır özellikle araştırmacılar için ilgi çekicidir. Trier Üniversitesi, birkaç yıldır...

Kuveyt’te 7.700 yıllık insan başı seramik ve mücevher atölyesi ortaya çıkarıldı

29 Kasım 2024

29 Kasım 2024

Kuveytli ve Polonyalı arkeologlardan oluşan bir ekip, Kuzey Kuveyt’teki Subiya Çölü’nde bulunan tarih öncesi Ubeyd dönemine (MÖ 5500-4000) ait Bahra...

Milion Taşı Kazı Alanında İnsan Kabartması Bulundu

18 Temmuz 2021

18 Temmuz 2021

Doğu Roma döneminden kalan Milion Taşı (Milyon Taşı olarak da bilinir) İstanbul’un tarihi miraslarından birisidir. İstanbul’un Fatih ilçesi Cağaloğlu semtinde...

Arkeologlar, acımasız Publius Vedius Pollio’nun oturma odasının antik mozaiğini ortaya çıkardılar

13 Aralık 2022

13 Aralık 2022

Napoli Üniversitesi’nden “L’Orientale” arkeologları Pausilypon Arkeoloji Parkı’nda Publius Vedius Pollio’nun villasına ait bir mozaik ortaya çıkardılar. Park, Roma döneminde günümüz...

Deniz Kavimleri Kimdir?

6 Kasım 2020

6 Kasım 2020

Karanlık çağın başlangıcı olarak görülen Deniz kavimleri aslında kimdir ve nereden gelmişlerdir? Tarihi belgelerde adları geçer ama çoğunlukla onların kim...

Assos Kazılarında 1650 Yıllık Toprak Izgara Ortaya Çıkarıldı

13 Ağustos 2021

13 Ağustos 2021

Çanakkale Ayvacık ilçesi’nin Behramkale Köyü sınırları içerisinde yer alan antik çağın ünlü düşünürlerine ev sahipliği yapan dönemin zengin yerleşim yeri...

Aborjinler’in Göç Yolları Haritası Yayınlandı

30 Nisan 2021

30 Nisan 2021

Avustralya’nın kadim halkı Aborjinler’in göç yolları haritası yayınlandı. Aborjinler’in, Avustralya kıtasına nasıl geldikleri ve kıta içinde nasıl hareket ettiklerine dair...

Seramik kap üretme yeteneği Avrupa’ya Sibirya ve Hazar Denizi bölgesi üzerinden geldi.

7 Ocak 2023

7 Ocak 2023

Yeni bir çalışma, seramik kap yapma bilgisinin Orta Doğu ve Uzak Doğu’dan değil Sibirya ve Hazar Denizi bölgesi üzerinden Avrupa’ya...

“Görmediklerinizi Göreceksiniz” Projesinde, Bu Ay “Attika Kırmızı Figürlü Bodur Lekythoslar” Sergileniyor

11 Şubat 2021

11 Şubat 2021

İzmir Arkeoloji müzesi “Görmediklerinizi Göreceksiniz” adı altında başladığı projede bugüne kadar depolarındaki görülmemiş eserleri sergileyemeye geçtiğimiz ay başlamıştı. İzmir Arkeoloji...

İyon kadınlarının hüzünlü maskları

12 Kasım 2021

12 Kasım 2021

M. Ö. 1000 yılında Dor istilasından kaçarak Ege sahillerine gelen ve bölgede yüksek bir uygarlık kuran İyonların yaşadığı yerlerden biri...

Myra-Andriake Antik Kenti Kazıları Başladı

28 Temmuz 2021

28 Temmuz 2021

Prof. Dr. Nevzat Çevik’in “Anadolu’nun ‘Pompei’si” olarak nitelendirdiği Likya Birliğinin en önemli 6 kentinden birisi olan Antalya’nın Demre ilçesindeki Myra-Andriake...

Arkeologlar, Charles Dickens’a ilham verdiği düşünülen 200 yıllık bakımevini ortaya çıkarıyor

16 Kasım 2023

16 Kasım 2023

Londra Arkeoloji Müzesi’nden (MOLA) arkeologlar, Charles Dickens’a ilham verdiği düşünülen 200 yıllık bir Londra bakımevini ortaya çıkarıyorlar. Charles Dickens, Viktorya...

Çalışma, Fars platosunun Afrika’dan erken insan göçü için çok önemli bir merkez olarak ortaya çıktığını gösteriyor

29 Mart 2024

29 Mart 2024

60.000 ila 70.000 yıl önce, türümüz Homo sapiens Afrika’dan ayrıldı ve dünya çapında yeni yerleşim alanları bulmaya başladı. 70.000 ila...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]