12 July 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Bir İlk: Güney Kore’de Mücevher Böceği Kanatlarıyla Süslenmiş 1400 Yıllık Silla Tacı Gün Yüzüne Çıkarıldı

Doğa ile ihtişamın büyüleyici birleşimini yansıtan bir keşifle, Güney Koreli arkeologlar Silla Krallığı’na ait antik bir mezarda, kafatasına yerleştirilmiş 1400 yıllık mücevher böceği kanatlarıyla süslenmiş bir taç ortaya çıkardı.

Mücevher böceği kanatlarıyla süslenmiş bu taç, hem görsel olarak çarpıcı hem de arkeolojik açıdan eşi benzeri görülmemiş nitelikte. Keşif, erken dönem Kore el sanatları, estetik anlayışı ve cenaze geleneklerine dair yeni bilgiler sunuyor.

Silla Krallığı (MÖ 57 – MS 935), antik Kore’nin Üç Krallığı’ndan biriydi ve Kore Yarımadası’nı birleştiren ilk devletti. Tang Hanedanı ile diplomatik ilişkileri, Budizm’in etkisi ve incelikli zanaatkârlığıyla tanınan Silla, altın eserler, zarif mimari ve zengin süslemeli mezarlarla dolu bir miras bıraktı.

Hwangnamdaechong olarak da bilinen Hwangnam-dong mezarları, Güney Kore’nin Gyeongju kentinde bulunan Silla dönemi kraliyet mezarlarıdır. Fotoğraf: Smart History

Günümüzde UNESCO tarafından koruma altına alınan tarihi Gyeongju kenti, eski adıyla Seorabeol, Silla’nın kraliyet başkentiydi. Açık hava kalıntılarının bolluğu nedeniyle “duvarsız müze” olarak anılmaktadır.

Silla’nın güç sembolleri arasında en dikkat çekici olanlardan biri, altın, yeşim ve ayrıntılı motiflerle bezenmiş, ağaç dallarını andıran biçimlerde tasarlanmış törensel taçlardı. Bu taçlar, hem ruhani hem de siyasi otoritenin simgesiydi.


Benzersiz Bir Taç: Altın, Delikli ve Kanatlarla Süslenmiş

Tüm bu eserler arasında, Tümülüs 120-2’de bulunan yeni taç, sadece süslü tasarımıyla değil, aynı zamanda kullanılan nadir ve yenilikçi malzemelerle de öne çıkıyor. Taçta, ağaç dalları ve geyik boynuzlarını andıran dikey altın uzantıların yanı sıra, kalp şeklinde onlarca küçük delik bulunuyor. Bu delikler, bir zamanlar parlak renkli mücevher böceği kanatlarıyla süslenmişti ve bu kanatların bazıları, bin yılı aşkın süredir toprak altında olmasına rağmen hâlâ yerinde duruyor.

Gyeongju’daki bir mezarda bulunan 1.400 yıllık Silla tacı. Ekteki illüstrasyon, tacın 6. yüzyılda Silla seçkinleri tarafından nasıl giyildiğini göstermektedir. Görsel: Korea Heritage Service

Bu, mücevher böceği kanatlarının bir Silla kraliyet tacında kullanıldığı bilinen ilk örnek olarak kayda geçti. Bu da eseri eşsiz bir sınıfa yükseltiyor.

Taç bandının her iki yanına asılmış altın boncuklar ve kavisli yeşim taşlarından (gogok) oluşan sarkıt süslemeler, hareket ettikçe ışığı yakalayarak hayranlık uyandırıyordu.


Mücevher Böceği Kanatları Nedir?

Mücevher böceği (Buprestidae), ışığı yansıtarak parlak yeşil, mavi ve bakır tonlarında bir ışıltı oluşturan göz alıcı dış kabuğuyla tanınır. Antik çağlarda — özellikle Güneydoğu Asya ve Kore’de — bu kanatlar doğal “mücevher” olarak görülür, tekstillerin, takıların ve tören eşyalarının süslenmesinde kullanılırdı. Dayanıklı ve solmaz yapısıyla, güzelliğin, nadirliğin ve hatta ilahi korumanın sembolü olarak kabul edilirdi.


Mezarda Bulunan Diğer Eserler:

  • Geniş halkalı, ağır altın küpeler
  • Lacivert boncuklardan yapılmış göğüs süsü
  • Zarif bir gümüş kemer ve uyumlu bilezikler ile yüzükler
  • 500’ün üzerinde sarı boncukla işlenmiş boncuklu bileklik
  • Sadece cenaze törenleri için yapılmış olabilecek yaldızlı bronz ayakkabılar

Tüm bu eşyalar, mezara yerleştirildikleri şekliyle keşfedildi. Bu da Kore arkeolojisinde nadir görülen, bir Silla asilzadesinin ölüm anındaki kıyafetinin birebir korunmuş halini gözler önüne seriyor.

Gyeongju’daki bir mezarda bulunan 1.400 yıllık taç. Bir diyagram, mücevher böceği kanat süslemelerinin düzeni de dahil olmak üzere antik tacın orijinal olarak nasıl göründüğünü göstermektedir. Görsel: Korea Heritage Service

Eşyaların günlük kullanım için değil, özellikle gömülme ritüeli için üretilmiş olması dikkat çekiyor. Bu durum, Silla’da ölülerin öbür dünyaya dünyevi güç ve kutsal lütuf simgeleriyle uğurlandığını gösteriyor.


Kimdi Bu Kişi?

Taç ile ayakkabı topukları arasındaki mesafeye bakılarak, mezardaki kişinin boyunun yaklaşık 170 cm (5’7”) olduğu tahmin ediliyor. Kimliği henüz bilinmese de, yapılacak DNA ve izotop analizleri sayesinde cinsiyeti, toplumsal konumu ya da soyuna dair ipuçları elde edilebilir.


Cevaptan Çok Soru Doğurdu

Taçta, bandı ile dikey süslemeleri arasında delikli metal bir plaka bulundu. Bu, daha önce hiçbir Silla tacında görülmemiş gizemli bir detay. Acaba bu, erken dönem bir başlık mıydı? Yoksa sadece estetik amaçlı mıydı? Bu gizemi çözmek için yapılacak ileri analizler, Gyeongju’nun Asya’nın en zengin arkeolojik hazinelerinden biri olma konumunu daha da pekiştirebilir.

Bu eşsiz keşif, sadece Silla kraliyetini daha iyi anlamamızı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda Gyeongju’nun, dünya üzerindeki en değerli arkeolojik miras alanlarından biri olduğunu da yeniden kanıtlıyor.


Korea Heritage Service

Kapak fotoğrafı: Kamu malı

Banner
Benzer Yazılar

3 bin 300 yıllık Hitit Barajı Dünya Sulama Yapıları Mirası Listesi’ne eklendi

25 Kasım 2024

25 Kasım 2024

Anadolu’nun kadim medeniyetlerinden Hititler tarafından inşa edilen ve dünyanın en eski sulama sistemlerinden biri olarak kabul edilen Gölpınar Hitit Barajı,...

Japonya Veliaht Prensi ve Prensesi, Türkiye’de Prens Mikasa ile ilişkili arkeolojik alanı ziyaret edecek

2 Aralık 2024

2 Aralık 2024

Japonya Veliaht Prensi Akishino ve Veliaht Prenses Kiko, Japonya ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yıl dönümü dolayısıyla Salı günü...

Haleplibahçe Mozaik Müzesi, Amazon kraliçelerinin tasvir edildiği mozaiklere ev sahipliği yapıyor

25 Mayıs 2022

25 Mayıs 2022

Şanlıurfa Müzesi’ne komşu Haleplibahçe Mozaik Müzesi dünyanın en değerli mozaiklerinden Savaşçı Amazon Kraliçelerinin tasvir edildiği mozaiklere ev sahipliği yapıyor. Şanlıurfa...

Asteroit Çarpmasaydı Dinozorlar Hala Dünyanın Hakimi Olabilirdi

19 Kasım 2020

19 Kasım 2020

Yapılan yeni araştırma sonuçları dinazorların yaşadığı dönemde dünyaya çarpan Asteroit olmasaydı dinazorların dünyaya hakim olmaya devam edebileceğini söylüyor. Dinozorlar, Geç...

Polonyalı Keşif, Dünya’nın 7 Harikasından Biri olan Machu Picchu’nun Yapımına Işık Tutuyor

15 Ocak 2021

15 Ocak 2021

Peru And dağları ile Amazon havzası arasında ki buluşma noktasında ki inanılmaz manzaraya gömülmüş gibi duran Machu Picchu kalıntıları, İnka...

Antik Dünya’nın en büyük lahdi Sidamara yıllar sonra Eros’una kavuştu

1 Temmuz 2022

1 Temmuz 2022

Karaman’ın Ambar Köyü’nde 140 yıl önce ortaya çıkartılan Antik Dünya’nın en büyük lahdi olarak kabul edilen Sidamara lahdinin eksik parçası...

8.500 yıllık Yenikapı batıkları müze bekliyor

19 Haziran 2023

19 Haziran 2023

Marmaray projesi sırasında keşfedilen ve dünyanın en büyük antik gemi koleksiyonu olarak kabul edilen Yenikapı batıklarının koruma süreci, müze ve...

Tunç Çağı’nda savaş gemilerinin yapıldığı Dana Adası

31 Ekim 2023

31 Ekim 2023

Dana adası, Tunç Çağı’nda deniz kabilelerinin göçünden bu yana, Yunanlılar ve Persler arasındaki deniz savaşları da dahil olmak üzere birçok...

Diyarbakır Surları’nın iki burcunun restorasyonu tamamlandı

19 Ocak 2023

19 Ocak 2023

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından “Surlar’da Diriliş” mottosuyla başlatılan çalışmalarda Dağkapı 1 ve 2 nolu burçların restorasyonu tamamlandı. UNESCO Dünya Kültür...

Bilim insanları Truva’da şarabın seçkin insanlara ait bir içecek olduğu düşüncesini yıktılar

28 Mart 2025

28 Mart 2025

Binlerce yıllık tarihiyle efsaneler ve gerçeklerin iç içe geçtiği Truva Antik Kenti’nde, şarabın sadece seçkin zümreye ait lüks bir içecek...

Patara Antik Kenti Deniz Feneri Yapay Zeka İle Yeniden İnşaa Ediliyor

24 Mart 2021

24 Mart 2021

Patara Antik Kenti içinde yer alan, Roma İmparatoru Nero’nun yaptırdığı ve  M. S. 1481 yaşanan tsunamide yıkıldığı tahmin edilen deniz...

Mısır’da kraliyet sfenks heykeli ortaya çıkarıldı

6 Mart 2023

6 Mart 2023

Bir Mısır arkeolojik misyonu, Mısır’ın güneyinde Roma dönemi kireçtaşı kabininin içinde bir kraliyet sfenks heykeli keşfetti. Eski Eserler Bakanlığı Pazartesi...

Katalonya’da bir mağarada 7 bin yıllık gravürler bulundu

23 Mart 2023

23 Mart 2023

MÖ 5000 yıllarında avcı toplayıcı bir grup barındıkları mağaranın duvarına parmaklarını kullanarak gravürler yaptılar. 7 bin yıllık bu gravürler bazı...

Tanzanya’nın gizemli ayak izleri, ayılar tarafından değil, ilk insanlar tarafından yapıldı.

6 Aralık 2021

6 Aralık 2021

Arkeologlar tarafından keşfedilen tarih öncesi ayak izlerinin, insanlar tarafından mı yoksa soyu tükenmiş hayvanlar tarafından mı bırakıldığını belirlemek bazı zamanlarda...

Japon Arkeologlar Kaman Kalehöyük’te 4.200 Yıllık Demir İşçiliğine Dair Kanıt Buldu

19 Şubat 2025

19 Şubat 2025

Japon arkeologlar, Orta Anadolu’daki Kaman Kalehöyük kazı alanında 4.200 yıllık bir Tunç Çağı katmanında demir işçiliğinin tarihini değiştirebilecek önemli kanıtlar...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]