Kızıldeniz kıyı şehri Eilat’ta 7 bin 500 yıl önce oluşturulan mezar alanında yapılan çalışmalarda bir gömünün içinde ardıç ağacı gövdesine ulaşıldı. Arkeologlar, ardıç ağacı gövdesinin şimdiye kadar bulunan en eski Ana Tanrıça Aşera olma ihtimali üzerinde duruyorlar.
Ana Tanrıça Aşera, Semitik Tanrı EL’in karısıdır. Doğurganlık, verimlilik, canlılık kendisinden sorulur. Hayat ağacı sembolüdür.
Aşera, Akad toplumunda Ashratum/Ashratu Hititlerde Asherdu(s), Ashertu(s), Aserdu(s) veya Asertu(s) diye bilinir.
Tanrıça Aşera, Ugarit tanrıçası Aṯirat ile eşitlenir.
Tanrıça Aşera’yı betimleyen ardıç ağacı gövdesinin bulunduğu site 1978 yılında keşfedilmiş 1980 yılında ise kurtarma kazısı yapılmıştır. Israel Hershkovitz ve Uzi Avner tarafından yürütülen kazılarda 11 basit mezar, 20 tümülüs mezar, açık hava kutsal alanı olarak tanımlanan iki alan ve bir kült enstalasyonu ortaya çıkarılmıştı.
Kazılarda elde edilen bilgiler Uzi Avner tarafından yeni paylaşılmaya başlandı.
Buluntular üzerinde yapılan radyokarbon tarihlendirmesine göre mezarlık alanı M. Ö 5450 tarihine kadar uzanıyor.
Kazılan 3 mezar içinde çeşitli taş aletler, ok uçları, kazıyıcılar, öğütme taşları ve kumtaşı kaselerine ulaşıldı.
Avner, kaselerden ikisinin geometrik bir tasarımı, bir yılanı temsil edebilecek kabartmalarla süslendiğini söylüyor.
Ayrıca erken dönem çanak çömlek parçaları, koyun ve keçi kemikleri, vahşi hayvanlar ve kümes hayvanları ile deniz kabuklarından ve mercan parçalarından minerallere, yarı değerli taşlara ve boncuklara kadar çok sayıda küçük eşya ile de karşılaşıldı.
Bir mezarda bulunan ardıç ağacı gövdesi dikkat çekti.
30 cm boyunda olan ahşap kalıntı mezar içinde dik olarak bulunmuştur. Gövde muhtemelen bölgeye bugünkü Ürdün’deki Edomite dağlarından getirilmişti.
Avner, bir mezar ve kült alanı içinde bir kaldırıma konmak üzere uzaktan getirilen ardıç ağacının varlığının, onun kutsal bir ağaç olduğuna dair çok az şüphe bıraktığını söylüyor.
Daha sonra, bu tür “kutsal ağaçlar” Levant ve Yakın Doğu’da yaygındı. İncil ve Ugarit metinlerinde genellikle bir ağaçla sembolize edilen “Aşera”, bereketi temsil eden, takipçilerine yaşam ve refah bahşeden tanrıçaydı. Bazen “El”in karısı olarak da anılır ve Eski Ahit’te kültünden birkaç kez bahsedilir. Mukaddes Kitap ayrıca, Kannani ibadetiyle ilgili kült nesneleri olan asherim’e onaylamayan bir şekilde atıfta bulunur.
M. S. 3. yüzyılın başlarında redaksiyonu yapılan Mishna’da, yaşayan bir ağaç, ağaç kütüğü veya ahşap bir heykel olarak temsil edilir.
Eilat’ta ardıç ağacı gövdesinin keşfinden önce, Yakın Doğu’da potansiyel olarak Aşera olarak tanımlanan yalnızca üç kutsal ağaç bulundu, ancak çok daha sonraları ve ikisi hala hararetli bir şekilde tartışılıyor: Beycesultan, Türkiye’deki erken Tunç Çağı kutsal alanında; Suriye, Qatna’daki Tunç Çağı tapınağında ve Lachish’teki Demir Çağı tapınağında.
Eilat’taki Ashera, radyokarbon analizine göre MÖ 4540’a tarihlendirildi. Herhangi bir yerde bulunan en eski “Ashera” olarak nitelendiriliyor.