İngiliz oyun yazarı William Shakespeare‘in dünya klasikleri arasında yer alan eşsiz eseri Romeo ve Juliet oyununu bilmeyen yoktur. 1591-1596 arasında Shakespeare tarafından kaleme alınan eser, iki düşman ailenin birbirini seven gençlerinin aşk macerasını anlatır.
Sonu hüsran ile biten bu aşk hikayesinin kahramanlarının 3000 yıl öncesinde de yaşamış olduğunu düşündüren bir mezar buluntusu keşfedildi.
3000 yıl önce yaşadığı düşünülen dönemin “Romeo ve Juliet” leri, İsrail’deki Bethsaida, yan yana, erkeğin kolu kadının vücudunun üzerinde olacak şekilde yan yana gömülü olarak bulundular.Bethsaida projesinin yöneticisi ve Nebraska Omaha Üniversitesi’nde dini araştırmalar profesörü olan Rami Arav, arkeologların, çifti neyin öldürdüğünden emin olmasalar da, bireylerin aynı anda öldüğünü düşündüklerini söyledi.
25-28 Ekim tarihleri arasında New York Üniversitesi ve İsrail Eski Eserler Dairesi tarafından düzenlenen sanal arkeoloji konferansında Arav, “Böyle bir çift bulmak çok, çok nadirdir” dedi.
Kemikleri bulunan erkeğin otuzlu yaşlarının sonlarında, dişinin ise erken yaşlarda veya on sekiz yaşında öldüğünü söyleyen Arav WordsSideKick.com’a verdiği demeçte, “Görünüşe göre, aynı anda öldüler veya en azından bedenleri çürümeden önce aynı anda gömülmüşlerdi. İskeletler üzerinde herhangi bir travma kalıntısına rastlanmadı. Onları neyin öldürdüğüne dair hiçbir fikrimiz yok” bilgisini verdi.
Çiftin samimi cenaze konumuna rağmen, arkeologlar romantik bir çift olduklarından emin olunamadığına dikkat çeken Arav, çifti gömen kişinin cesetleri sarılma pozisyonunda koyduğunu, “Kaşık pozisyonu” olarak nitelendirilen gömme işlemini onları gömenler tarafından yapıldığını sözlerine ekledi. Aray, “belki de onları gömenler, çiftin hikayesini biliyordu” diyerek kapıyı aralık bıraktı.
3000 yıllık “Romeo ve Juliet” kimdi?
Arkeolojik kalıntılardan ve günümüze ulaşan tarihi bilgilerden arkeologlar, çiftin yaşadığı sırada Bethsaida’daki insanların “Aramice” konuşan insanlar olduklarını hatta Ay tanrısı imgesine sahip Bethsaida’da iki stel keşfedildiğini, çünkü ay tanrısı onlar için önemli bir tanrı olduğunu söylediler.
Arav, Bethsaida’nın İbranice İncil’de birkaç kez adı geçen bir krallık olan Geshur’un başkenti olduğunu bildiklerini söyledi. İncil’de anlatılan hikayeler, Geşur’un zaman zaman İsrail ile çatıştığını iddia etmektedir.
Bethsaida’daki kazıların 1987’den beri devam ettiğini ve çiftin kalıntılarının yaklaşık 10 yıl önce bulunduğunu belirten Arav, bunların araştırma ekibinin sitede bulduğu en eski iskeletler olduğunu da sözlerine ekledi. Çiftin keşfi, Geshur’un başkenti olduğu zaman sitenin neye benzediğine bakan Bethsaida ile ilgili bir makalenin parçası olarak sunuldu. Sitenin ve iskeletlerin analizi devam ediyor.
Arkeologlar, onlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için çiftin iskeletlerinden DNA çıkarmak istediklerini, ancak şu anda bunu yapacak paraya sahip olmadıklarını dile getiriyorlar.
Makalenin orijinal hali Live Science’ta yayınlandı.