Türk ve İsveçli arkeologlardan oluşan ekip, M. Ö. İkinci binyıllarında siyasi ve ekonomik olarak önemsiz olduğu düşünülen Batı Anadolu’da Luvi kültürünün egemen olduğu gösteren araştırma sonuçlarını paylaştı.
Ekip, araştırmada Türkiye’nin batısındaki 33 kazı ve 30 arkeolojik araştırmanın sonuçlarını değerlendirdi. Araştırma da, en az bin yıl, bazı durumlarda ise beş bin yıldır yerleşim yeri olan 477 büyük yerleşim yeri tespit edildi.
Çalışmanın sonuçları Macar Archaeolingua dergisinin “The Political Geography of Western Anatolia in the Late Bronze Age” adlı yayını da ye alıyor.
Yayın antik yerleşimlerin yerlerini gösteren katlanmış bir topografik harita (320 × 464 mm) içermektedir.
Eberhard Zangger, Alper Aşınmaz ve Serdal Mutlu tarafından yapılan çalışma, uzun ömürlü Tunç Çağı yerleşimlerinin sıkı bir şekilde örülmüş bir ağının, şimdiye kadar kültürel bir kimsesizler toprağı olarak kabul edilen bir bölge olan Türkiye’nin batısındaki doğal kaynakları sömürdüğünü göstermektedir. 2016 yılında yapılan bir ön çalışma, Güney Yunanistan’daki iyi çalışılmış Mikenliler ile Orta Anadolu’daki Hititler arasında kalan toplum için “Luvi kültürü” adını önermişti.
Bir coğrafi bilgi sisteminden (CBS) yararlanan ve 30 fizyo-coğrafi faktörü dikkate alan bilim insanları, insanların yerleşimleri için hangi siteleri tercih ettiklerini belirleyebildiler. En önemli faktörler içme suyuna ve verimli tarım arazilerine yakınlıktı. Potansiyel ulaşım yollarına kısa mesafeler de rol oynadı. Buna karşılık, bölgede bol miktarda bulunan cevher yataklarının yerleşim alanlarının üzerinde hiçbir etkisi olmadığı görülmektedir.
Çalışmanın yazarlarından Jeoarkeolog Eberhard Zangger, “Bugün kuzeydoğu Akdeniz’deki Geç Tunç Çağı kültürleri hakkında bilinenler, Yunanistan’daki Mikenlere ve Orta Anadolu’daki Hititlere büyük önem veriyor. Bu iki güç merkezi arasında yaşayan insanlar hakkında hala çok az şey biliyoruz. Çoğu Türkçe olarak yayınlanan bireysel çalışmaların kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi ve sentezlenmesiyle, o dönemde bu bölgenin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmayı umuyoruz” diye konuştu.
Araştırmacılar, Deniz Kavimleri ile ilgili ilginç bir fikir ortaya atıyorlar
Araştırmacılar, çalışmalarının olası etkilerini ele almaktan çekinmiyorlar. Onlara göre, Batı Anadolu’daki küçük devletlerin, M.Ö. 1192 civarında Hitit kraliyet hanedanının iç karışıklıklarla zayıfladığı bir dönemden yararlandıkları ortaya çıkmaktadır. Batı Anadolu devletleri, askeri bir ittifaka girerek ve gizlice bir filo inşa ederek, Kıbrıs’ı Hitit kontrolünden kurtarmayı amaçladılar. Bunu hızla başardıktan sonra, orada bulunan başlıca Hitit müttefiklerini yağmalamak ve zayıflatmak için kuzey Suriye kıyılarına devam ettiler. Bu yıkımlar dizisi sonunda Hitit İmparatorluğu’nun tamamen çöküşüne yol açtı. Buna göre, o zamanın baskınlarının atfedildiği, şimdiye kadar esrarengiz olan sözde Deniz Kavimleri, nihayetinde Batı Anadolu küçük devletlerinin ittifakını gizlemektedir.
Kapak görsel Luwian Studies