19 April 2024 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Roma Mahkemelerinde Savunma Yapan İlk Kadın Avukat Manilia

Eski Çağ tarihinde ata erkil yapının hakim olduğunu görürüz. Ticarette, sanatta, edebiyatta, kısacası sosyal hayatın her alanında erkek egemen anlayış vardır.

Çok az örnek teşkil etse de bazı Eski Çağ devletlerinde kadın figürü kendini gösterir. Örneğin, Hititlerde tawananna kimliği ile yönetimde söz sahibi olan kraliçeler ki en çok bilinen Puduhepa, Mısır’da Nefertiti, Kleopatra ve ne yazık ki erkekler tarafından linç edilerek öldürülen filozof ve matematikçi Hypatia gibi baskın kadınları sayabiliriz.

Tarihin en büyük güçlü ve köklü imparatorluklarından biri olan Roma İmparatorluğu’nda da kadının toplum içinde ki yeri ve rolü farksız değildi.

Roma tarih yazıcılığı erkeklerin elinde olmasından dolayı Roma topraklarında kadını pek fazla göremiyoruz. Dönemin ideolojik sistemin korunması için çizilen ahlaki daire içinde tutulan kadınların en ufak ses çıkartmaları karşısında ani tepkiler gösteriliyordu.

Roma’nın ünlü tarih yazıcılarından Valerius Maximus (MÖ 20-MS 50) erkek egemen yapısını koruma iç güdüsü ile çalışan bir kişilik olarak bilinir ve kadınların kendi doğallıklarının dışında alçakgönüllü davranışlarında bulunmadıkları zaman suskun kalınmaması ve cezalandırılmaları gerektiğini savunurdu.

Valerius Maximus
Romali tarihçi Valerius Maximus, kadınlara karşı sert tutumu ile bilinen bir tarih yazıcısıydı.

Kadınlara karşı keskin sert tutum içinde bulunan Valerius Maximus, gariptir ki, yazılarında Roma mahkemelerinde savunma yapan kadın avukatlardan bahsetmiştir.

Roma’da kendi adına avukatlık yapan ilk kadın avukat

Şimdiye kadar ulaşılan belgelere göre kendi adına avukatlık yapan ilk kadın avukat MÖ 151’de yaşayan fahişe Manilia’dır.

Leyla Aydemir’in Roma Mahkemelerinde Savunma Yapan “Avukat” Kadınlar adlı makalesinde Manilia’nın hikayesi şu şekilde aktarılıyor.

Aulus Gellius’un aktardıklarına göre, bir gece sarhoş bir halde, evine zorla girmeye çalışan curul aedilis’i Aulus Hostilius Mancinus’u taşlayarak uzaklaştırmaya çalışırken yaralayan Manilia’ya dava açılmıştır.

Manilia, Roma Mahkemelerinde ilk kadın avukat oldu.
Valerius Maximus’un eserinde, Manilia, erkeklerin egemenliğinde olan Roma Mahkemelerinde ilk kadın avukat olarak geçer.

Halk mahkemesine çıkarılan Manilia’yı suçlayan Mancinus, yarasını göstererek haklılığını kanıtlamaya çalışmış ve muhtemelen haklı bulunmuştur ki Manilia davayı halk tribunus’larına taşımış ve onların önünde Mancinus’un zevk ve sefa düşkünü biri gibi (başında bir çelenkle) evine geldiğini ve zor kullanarak eve girmeye çalıştığını, o sırada taşlarla kovaladığını ifade ederek kendini savunmuştur. Bunun üzerine tribunus’lar, aedilis’in kafasında çelenkle bir yere girmesinin yakışık almadığına ve içeri alınmamasının haklı bir tavır olduğuna karar vermiş ve böylece tribunus’lar, aedilis’lerin halkın önüne dava getirmelerini yasaklamışlardır.

Manila, kanunları ve haklarını bilen savunması güçlü bir kadın

Aedilis’lerin halkın önüne dava getirmelerinin neden yasaklandığını anlatan bu hikâyenin esas öznesi Manilia değildir. Eskiçağ kadınına ait bilgi elde edilirken, çoğu kayıtta olduğu gibi burada da dolaylı olarak Manilia’nın savunmasına değinilmiştir.

Yazar, asıl özne olmayan Manilia’nın savunması hakkında herhangi bir yorumda bulunmamaktadır. Olayın asıl öznesi olan Mancinus, “eğlence düşkünü bir adamın kıyafeti içinde, kafasında bir çelenkle” bir curul aedilis’inin giydiği erguvan renkli togasının aksine, sivil giyimiyle içkili bir gece partisinden dönmektedir. Bir aedilis olarak geneleve resmi bir teftiş yapma hakkına sahip olan Mancinus’u, Manilia yasal prosedüre göre kabul etmek zorunda olsa da teftiş için resmi kıyafet zorunluluğu bulunduğu anlaşılmaktadır.

Statüsüne ve görevinin avantajlarına güvenen, sarhoş ya da ayık fark etmeksizin her durumda teftiş hakkını kendinde bulan aedilis, büyük olasılıkla yasal prosedür bilgisine sahip bir kadın olan Manilia tarafından ya da onun emriyle kapısından taşlanarak kovulmuştur. Manilia, Mancinus tarafından kendisine açılan davayı, halk mahkemesinde kaybedince de bir üst makama taşıyarak meşru müdafaa hakkını savunmuş ve davayı kazanmıştır.

Kaynak: Aydemir, Leyla, “Roma Mahkemelerinde Savunma Yapan “Avukat” Kadınlar”, İstanbul Üniversitesi Tarih Dergisi, 75. sayı, s. 1-6, İstanbul

Banner
Benzer Yazılar

İspanya’da keşfedilen 1.800 Yıllık Mithras Tapınağı

8 Şubat 2023

8 Şubat 2023

İspanya’nın Cabra kentindeki Villa del Mitra’da kazı yapan arkeologlar, ritüel ziyafetlerin kalıntılarıyla birlikte Tanrı Mithras için adanmış bir kutsal alanı...

İsveç’te iki adet çok iyi korunmuş Viking kılıcı keşfedildi

18 Kasım 2022

18 Kasım 2022

İsveç’te devam eden bir otoyol inşaatı sırasında iki adet çok iyi korunmuş Viking kılıcı keşfedildi. Viking kılıçları, yaklaşık 1200 yıllık...

Karpat mağaralarında Avrupa’daki en eski insan izleri aranacak

30 Ekim 2022

30 Ekim 2022

Doğu Avrupa’da yer alan Karpat Dağları’nda bulunan mağaralarda Avrupa’daki en eski insan izleri aranacak. Karpat Dağları, Çekya Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya,...

Knossos Sarayı’nın görkemli taht odasının Avrupa’nın en eski taht odası olduğu düşünülüyor

16 Mart 2024

16 Mart 2024

Bir Tunç Çağı kültürü olan Minos uygarlığı, MÖ 2700 ile MÖ 1450 yılları arasında Girit adasında gelişti. Bu uygarlığın dikkat...

Türk inancında Kutlu Hayat için Ölçey kuralları

27 Mayıs 2022

27 Mayıs 2022

Türk inanç sisteminde kut, kişinin ruhsal olarak doğru bir yaşam çizgisinde ilerlemesi sonucu göğün kendisine verdiği ışık olarak bilinir. Kutlanmış...

Pompeii’de arkeologlar, Yunan mitolojik kardeşler Phrixus ve Helle’yi tasvir eden bir fresk ortaya çıkardılar

2 Mart 2024

2 Mart 2024

Antik Roma kenti Pompeii’deki Insula 6, Regio V’deki Leda Evi’nin bitişiğindeki bir evi kazan arkeologlar, Yunan mitolojik kardeşler Phrixus ve...

Almanya’da ortaya çıkarılan İskandinav Bronz Çağı salonu, efsanevi Kral Hinz’in toplantı salonu olabilir

6 Kasım 2023

6 Kasım 2023

Almanya’nın Berlin kentinin kuzeybatısındaki Seddin’deki (Prignitz bölgesi) “kraliyet mezarı” yakınında yapılan kazılarda Tunç Çağı’ndan kalma bir salon keşfedildi. Yapının, altın...

Arnavutluk’un Dıraç kentinde 1900 yıllık nadir bir mozaik keşfedildi

6 Kasım 2023

6 Kasım 2023

Arnavutluk’un batısındaki Adriyatik Denizi’ndeki liman kenti Dıraç’ta 1900 yıl öncesine ait eşsiz bir mozaik bulundu. Balkanlar’ın en eski ve en...

İsveç’te keşfedilen iki eşsiz Orta Çağ gemi batığı denizdeki yaşam hakkında bilgiler veriyor

21 Nisan 2023

21 Nisan 2023

İsveç’teki Varberg arkeolojik kazı alanında çarklı olarak bilinen iki eşsiz Orta Çağ gemi batığı keşfedildi. Batık içinde elde edilen mürettebata...

İran’ın efsanevi harap şehri “Susa”

12 Ağustos 2021

12 Ağustos 2021

Antik Susa, dünyanın en eski şehirlerinden biridir. Elam, Pers ve Part imparatorlukları eskiden, şimdi çağdaş Shush şehri tarafından sınırlanan şehre hükmetmişlerdi....

Lavların altında kalan Pompeii kentindeki kazılarda Truvalı Helen’i tasvir eden çarpıcı bir fresk bulundu

11 Nisan 2024

11 Nisan 2024

Arkeologlar, Vezüv Yanardağı’nın lavları altında kalan Pompeii’nin en uzun caddelerinden biri olan Via di Nola’daki büyük bir evin ziyafet salonundaki...

Bilim insanları İngiltere’de bir plajda 9 bin yıllık insan ayak izleri ile karşılaştı

3 Ekim 2022

3 Ekim 2022

Bilim insanları, Liverpool’daki Formby Plajı’nda 9 bin yıllık insan ayak izleri keşfettiler. İnsan ayak izlerinin dışında çeşitli hayvanlara ait ayak...

Münih’te 2.300 Yıllık İlk Antik Kelt Köyü ve Roma Yerleşimi Keşfedildi

22 Ekim 2023

22 Ekim 2023

Arkeologlar, Almanya’nın Münih kentinde eski bir Kelt köyü ve daha küçük bir Roma yerleşiminin kanıtlarını keşfettiler. Münih’in kuzey banliyölerindeki bir...

Kayıp olduğu düşünülen 4.000 yıllık kama mezar İrlanda’da yeniden keşfedildi

22 Ocak 2024

22 Ocak 2024

İrlanda’nın güneybatı bölgesindeki County Kerry’de kayıp olduğu düşünülen 4.000 yıllık bir kama mezar yeniden keşfedildi. Altóir na Gréine (güneş sunağı)...

Kopya olduğu düşünülen kılıcın 3000 yıllık Tunç Çağı kılıcı olduğu ortaya çıktı

23 Ocak 2023

23 Ocak 2023

Chicago Field Müzesi’nde daha önce bir kopya olduğu düşünülen bir kılıcın, MÖ 1080 ila 900 yılları arasında tarihlenen 3000 yıllık...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]