M. S. 79 yılında Vezüv yanardağının şiddetli patlaması ile yerle bir olan Pompeii’nin küller arasında kalan iki kurbanın DNA analizi yapıldı.
Amerika Birleşik Devletleri, İtalya, Danimarka ve Brezilyalı bilim insanlarından oluşan çalışma grubu, 1933’te Arkeolog Casa del Fabbro tarafından Zanaatkarın Evi olarak adlandırılan yerde bulunan iki iskeletin DNA analizini gerçekleştirdiler.
DNA analizi yapılan iskeletlerden biri 35 ila 40 yaşları arasında ve 1.64 m boyunda bir erkeğe diğer iskelet ise 50 yaş üstü, 1.53 m boyunda bir kadına aittir.
Araştırmacılar, her iki bireyden de antik DNA elde edip dizilemeyi başarmış olsalar da, dişinin kalıntılarından elde edilen dizilerdeki boşluklar nedeniyle, yalnızca erkeğin kalıntılarından tüm genomu dizileyebildiler.
Erkek bireyin DNA’sının 1.030 diğer antik ve 471 modern Batı Avrasya bireyinden elde edilen DNA ile karşılaştırılması, DNA’sının modern Orta İtalyanlar ve Roma İmparatorluk çağında İtalya’da yaşayan diğer bireylerle en fazla benzerlikleri paylaştığını ortaya koydu.
Bu bireyin, çoğunlukla Doğu Afrika’da (%40) bulunan, İtalyan Yarımadası’ndaki eski bireyler arasında bulunmayan nadir bir soy olan A-M13 (A1b1b2b) Y kromozom soyuna ait olduğu bulundu. Çok daha düşük Frekansları, Yakın Doğu’da (Türkiye, Yemen, Mısır, Filistin, Ürdün, Umman ve Suudi Arabistan) ve Akdeniz’deki Sardunya, Kıbrıs ve Midilli adaları oluşturdu.
Araştırmanın en dikkat çekici notu; “HV0’ın ana monofiletik dalı ve haplogroup HV’nin alt kanadı olan mitokondriyal DNA haplogroup clade HV0a’ya aitti. Bu mitokondriyal soy, İtalya’dan yayınlanmış Roma İmparatorluğu bireyleri arasında yoktur” sonucu oldu.
Salento Üniversitesi’nden antropolog Dr Serena Viva , BBC Radio 4’ün Inside Science’a verdiği demeçte incelenen iki kurban, kaçmaya çalışmıyorlardı. [Vücutlarının] konumundan kaçmıyorlarmış gibi görünüyor. Neden kaçmadıklarının cevabı sağlık durumlarında yatıyor olabilir” dedi.
Erkek bireyin iskeletinin ve DNA’sının ek analizleri , tüberküloza neden olan bakteri Mycobacterium tuberculosis’in ait olduğu bakteri grubu olan Mycobacterium’da yaygın olarak bulunan omurlardan ve DNA dizilerinden birinde lezyonları ortaya çıkardı.
Bu, bireyin ölümünden önce tüberkülozdan etkilenmiş olabileceğini düşündürmektedir.
Yazarlar, “Çalışmamız – bir kişiyle sınırlı da olsa – bu eşsiz bölgeden insan kalıntılarını incelemek için paleogenomik yöntemlerin uygulanma olasılığını doğruluyor ve gösteriyor” dedi.
İlk bulguların, iyi korunmuş Pompeian bireylerinin yoğun bir analizini teşvik etmek için bir temel sağladığını söyleyen yazarlar, “Geçtiğimiz yüzyılda Pompeii şehri için toplanan muazzam miktarda arkeolojik bilgiyle desteklenen paleogenetik analizleri, Roma İmparatorluğu dönemindeki bu büyüleyici nüfusun yaşam tarzını yeniden yapılandırmamıza yardımcı olacak” dedi.
Takımın sonuçları Scientific Reports yayınlandı .