Araba yarışları “ludi cirenses” Roma ve Bizans İmparatorlukları için vazgeçilmez sporlardan biriydi. Ludi’lerin düzenlendiği günler tatil günleri kabul edilirdi ve o gün kimse çalışmazdı. Festivallerin ve dini bayramların bir parçasıydı.
Ludi cirenses, yani araba yarışları her ne kadar Etrüks ve antik Yunan Medeniyetinden taklid edilmiş olsa bile kuşkusuz Roma İmparatorluğunda geliştirilmişti. Ayrıca Yunan hipodromlarını da büyük sirklere dönüştürmüşlerdir. Roma’daki Circus Maximus‘da bu sirklerin en önemlisi ve en büyüğüydü.
Aventinus ve Palatinus tepeleri arasında U şeklinde başlayan kum pisti yerini 250.000 bin oturma kapasiteli büyük bir taş binaya bırakmıştı.
Yarışın kendisi oldukça basitti: başlangıç noktasında on iki savaş arabası beklerdi ve organizasyon sahibi beyaz bir mendili (mappa) yere düşürdüğünde, başlangıç noktasındaki halat çekilirdi. “Spina” da yedi yumurta ve yedi yunusla sembolize edilen yedi tur yarışmak zorundaydılar. Her tur tamamlandığında, bir yumurta alınırdı. Yarış sırasında sürücüler her şeyi yapabilirdi. Birbirlerini ‘spinaya’ (merkezdeki dikenler) itmeye çalışır ya da sadece birbirleriyle yarışmayı seçebilirlerdi, ama aynı zamanda atları yerine kırbaçlarını kullanarak birbirlerine vurabilirlerdi de. Bu şekilde çok sayıda kaza yaşandı ve çoğu araba sürücüsünün bu sebeple uzun bir hayatı olmadı.
Yarışçılar farklı renklerle temsil ediliyor. Onları tutanlar arasında da oldukça şiddetli sahnelere sebep oluyorlardı. Bu renkler izleyiciler arasında bir rekabet yarattı ve genellikle rakip grupların destekçileri arasında şiddete yol açtı. Ve yarışlar gittikçe taraflar yüzünden siyasallaştı.
Roma imparatorluğunun çöküşü ile yarışlarda neredeyse solmaya yüz tuttu. Bizans imparatorluğu ise yarışları sosyal sınıfı ve siyasi gücü pekiştirmenin bir yolu olarak görüyordu ve İmparator için, tebaalarını kutlama için bir araya getirmek için etkili bir olaydı.
MS 447-448’de, Konstantinopolis’in, Konstantin ve Teodosyan duvarları bir dizi depremden dolayı ağır hasar gördü. Şehir zaten Attila liderliğindeki Hunlar tarafından işgal tehdidi altındaydı.
II. Theodosius, pretoryen vali Konstantin Flavius’a duvarları hızla tamir etmesini emretti (daha önce inşa etmesi dokuz yıl sürmüştü). Önündeki muazzam görevi fark eden Constantine Flavius, yardım için savaş arabası ekiplerinin gruplarına ulaştı ve yaklaşık 16.000 destekçiden oluşan bir iş gücü topladı.
Vali Konstantin Flavius’a araba yarışlarının ruhunu burdaki ekibe kanalize etmeyi başardı. Her fraksiyona, bölümlerini diğerinden önce tamamlamak ve takımlarının zafer şerefini kazanmak için rekabetle çalışma usülüne dayanan bir duvar parçası verildi. “Mavi” ekip, Blakherna Kapısı’ndan Myriandrion Kapısı’na ve “Yeşiller” Myriandrion Kapısından Marmara Denizi’ne kadar uzanan surlarda çalıştı. Sadece altmış gün içinde, Konstantinopolis’in büyük surları restore edildi ve savunma hendeği enkazdan temizlendi.
Bu dönem Hunlar 100’den fazla şehri ele geçirmiş ve yönünü Konstantinopolis’e çevirmişti. Konstantinopolis’i tehlikede gören halk ise şehirden kaçmaya başlamıştı.
Surların tamamlandığını duyan Hunlar, Konstantinopolis’i fethetme planlarını terk ettiler ve bunun yerine dikkatlerini daha batıya, birçok Bizans kentini ve yerleşimini ele geçiren Balkanlar’a çevirdiler. Theodosius barış için sessiz kalmayı tercih etti. Hun İmparatoru Attila’yı Batı Roma İmparatorluğu’nun eski topraklarını işgal etmeye bıraktı.
Ludi kelime anlamı olarak halkın yararı ve eğlencesi için düzenlenen oyun demektir.
Kaynak: http://penelope.uchicago.edu/~grout/encyclopaedia_romana/circusmaximus/circusmaximus.html