Amasya yakınlarındaki Oluz Höyük’te yürütülen arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan bebek ve cenin mezarları, Fenike dünyasına ait ritüel uygulamaların Anadolu’nun içlerine kadar uzanmış olabileceğini gösterdi. Küpler içine yerleştirilmiş şekilde bulunan bu gömüler, Anadolu arkeolojisinde şimdiye kadar belgelenmemiş bir uygulamaya işaret ediyor.
Kazı alanında ele geçen insan başlı cam boncuklarla birlikte değerlendirilen bulgular, Fenike kültürünün yalnızca Akdeniz kıyılarıyla sınırlı kalmadığını, Orta Anadolu’ya kadar uzanan temas ve etkileşim ağları kurmuş olabileceğini ortaya koyuyor.
Anadolu’da Benzeri Olmayan Bir Gömü Uygulaması
Oluz Höyük’te tespit edilen gömüler, bebek ve ceninlerin küpler içine yerleştirilerek, belirli bir düzen ve aralık gözetilerek toprağa verilmiş olmasıyla dikkat çekti. Sayıları sekizi bulan bu mezarların, Anadolu’da bilinen başka hiçbir merkezde benzerine rastlanmadı.
Bu durum, söz konusu uygulamanın rastlantısal değil, belirli bir inanç sistemi veya ritüel çerçevesinde gerçekleştirilmiş olabileceğini düşündürdü.
Fenike Dünyasındaki “Tofet” Geleneği ile Olası Bağlantı
Kazı ekibi, bulguların Fenike dünyasında yaygın olarak bilinen ve “Tofet” olarak adlandırılan ritüel gömü alanlarıyla benzerlik taşıyabileceğine dikkat çekiyor. Fenike coğrafyasında, özellikle Kartaca gibi merkezlerde, bebeklerin ölü doğmuş olsalar dahi özel bir ritüelle gömüldükleri biliniyor.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Şevket Dönmez, bu konuda kesin bir yargıya varmanın erken olduğunu özellikle vurgulayarak:
“Fenike dünyasında çok yaygın olan ‘Tofet’ olarak bilinen uygulamanın Anadolu’daki örnekleriyle karşılaşmış olabiliriz. Ancak bunun bilimsel olarak doğrulanması, ancak antropolojik ve osteolojik değerlendirmeler sonucunda mümkün olacaktır” diye konuştu.
İnsan Başlı Cam Boncuklar Fenike Bağlantısını Güçlendiriyor

Mezarlarla birlikte ele geçen insan başı formundaki cam boncuklar, Fenike kültürüyle kurulan bağlantının en somut maddi kanıtları arasında yer alıyor. Bu tür boncuklar, Fenikelilerin özellikle Kartaca merkezli cam işçiliği geleneğinde sıkça görülen bir form olarak biliniyor.
Boncuklar, bebek mezarlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, Oluz Höyük’te Fenike varlığına ya da en azından güçlü bir Fenike etkisine işaret eden bütünlüklü bir arkeolojik tablo ortaya koydu.

6.500 Yıllık Çok Katmanlı Bir Yerleşim
2007 yılında başlatılan Oluz Höyük kazıları, yerleşimin yaklaşık 6 bin 500 yıllık kesintisiz bir geçmişe sahip olduğunu ortaya koydu. Bugüne kadar belirlenen 10 ayrı kültür katmanı, höyüğün Hitit, Frig ve Pers dönemlerinde önemli bir merkez olarak kullanıldığını gösterdi.
Kazılarda saray yapıları, tapınak kalıntıları ve özellikle Kubaba kültüyle ilişkilendirilen kutsal alan, bölgenin yalnızca yerel değil, aynı zamanda uluslararası kültürel ağların parçası olduğunu gösterdi.
Anadolu’nun Kültürel Haritası Yeniden Çizilebilir
Henüz kesinleşmemiş olsa da Oluz Höyük’teki bu bulgular, Fenikelilerin yalnızca ticaretle değil, inanç ve ritüel pratiklerle de Anadolu’nun iç bölgelerine ulaşmış olabileceğini gündeme getirdi. Antropolojik analizlerin tamamlanmasıyla birlikte, Anadolu’nun Demir Çağı kültürel haritasının yeniden çizilmesi gerekebilir.
Oluz Höyük, her yeni kazı sezonunda Anadolu’nun geçmişine dair beklenmedik ve sarsıcı sorular sormaya devam ediyor.
