27 August 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

“Anadolu Antik DNA” projesi Urartuların kökeninin Anadolu ve Levant bölgesi olduğunu gösteriyor

Türkiye merkezli gerçekleştirilen “Anadolu Antik DNA” projesi Van bölgesini merkez edinen Demir Çağı medeniyeti Urartuların kökeninin Anadolu ve Levant bölgesi olduğuna dair verilere ulaştı.

Harvard Genetik Bölümü’ndeki David Reich Laboratuvarının bilimsel ekibinde yer alan, Türkiye ile bazı Balkan ülkelerindeki çalışmaları antropolojik ve genetik açıdan bizzat yürüten projenin Türkiye bölümünde, laboratuvarın başkanı David Reich ile birlikte eş başkan olarak çalışan Türk bilim insanı Antropolog Doç. Dr. Songül Alpaslan-Roodenberg, çalışmanın sonuçlarını Science Dergisi’nde birbiri ile ilişkili 3 makale halinde yayınlandığını söyledi.

Araştırmanın en dikkat çeken noktası, bugüne kadar arkeologlarca bilinen, ancak genetik açıdan ilk kez kanıtlanan, Doğu Anadolu’da Van merkezli Urartu medeniyetinin, Levant ve Anadolu’dan köken aldığı sonucu oldu.

“Anadolu Antik DNA” projesi ve sonuçları hakkında Songül Alpaslan-Roodenberg şu bilgileri verdi.

1980’lerin sonlarında Hollanda’nın o dönemdeki İstanbul Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Jacob Roodenberg tarafından Bursa’nın Orhangazi ilçesi sınırlarındaki Ilıpınar’da arkeolojik kazılar başlatıldığını hatırlatan Songül Alpaslan-Roodenberg, şu ifadeleri kullandı:

Antropolog Doç. Dr. Songül Alpaslan Roodenberg
Antropolog Doç. Dr. Songül Alpaslan Roodenberg

“80’li yılların sonlarından 2000’lerin başına kadar devam eden kazılarda, bulunduğu yerdeki bir pınardan adını alan Ilıpınar Höyük ile bölgedeki birkaç Neolitik höyüğün de kazıldığı bu projenin araştırma amaçlarından biri, Roodenberg’in Marmara Bölgesi kültürlerinin, aynı dönemin Balkan kültürleri ile benzer oluşu nedeniyle, bu kültürün Balkanlara ve Orta Avrupa’ya bu bölgeden gidip gitmediğinin araştırılmasıydı. 2014‘te Harvard Genetik Bölümü merkezli 8 yıllık bir antik DNA araştırması başlatıldı. Konu ile ilgili olarak ise yaklaşık 8 yıl önce bir araştırma başlatıldı.”

Alpaslan-Roodenberg kendi çalışma alanına giren Türkiye örnekleri ile Bulgaristan, Romanya ve Kuzey Makedonya örneklerinin her ülke mevzuatına uygun olarak ve gerekli izinler dahilinde alındığını, muhtelif kazılardan ve müzelerden gelen küçük parça örneklerinin de çalışma sonunda alındıkları yere iade edildiğini belirtti.

Urartularda takılarıyla gömülmüş kadın iskeleti
Urartularda takılarıyla gömülmüş kadın iskeleti

Avrupa’ya göç Anadolu üzerinden gerçekleşti

“Bu hipotez o zamanki verilere göre ancak arkeolojik buluntuların karşılaştırılması ile değerlendirildi. Ve bu kültürlerin yapımcılarının, yani insanların da bu bölgeden Avrupa’ya göç edip etmediklerinin cevabı ancak 2010’lu yılların ortalarında Antik DNA araştırmalarının ilerlemesi ile cevaplandırılabildi. Şimdi biliyoruz ki yeni nesil antik DNA dizileme metotları ile eski insan kemiklerinden elde edilen çok az DNA’nın çoğaltılara analiz edilmesiyle eski toplumların göç yollarını izleyebilir, fiziki görünüşlerine dair, saç, göz, ten rengi gibi bilgi edinebilir, onların birbirleriyle bağlantısı, aile ve akrabalık ilişkileri gibi pek çok sorunun cevabını da öğrenebiliriz. 2015-2016’da Harvard Antik DNA Laboratuvarından bir grup bilim adamı Marmara Bölgesi’nde Orhangazi Ilıpınar, Menteşe ve Barcın höyüklerinde yaşayan insanlar ile Orta Avrupa’nın ilk çiftçileri arasında genetik bağ olduğunu saptadı ve sonuçlar Nature dergisinde yayımlandı. Dolayısıyla ilk kez sadece kültürün değil, insanın da bu bölgeden Avrupa’ya gitmiş olduğu ispatlandı. Yani bugün orta Avrupa’da mesela Almanya’da rastgele sokaktan birini çevirip DNA’sını analiz etseniz, 5 kişiden birinin Anadolu’nun bu ilk çiftçilerinin genlerini hala taşıyor olduğunu görürsünüz.”

Roodenberg’in 1980’li yıllarda başlayıp 2002’ye kadar sürdürdüğü çalışmaların sonucunda ortaya çıkardığı tezin de böylece bugün genetik yardımı ile kanıtlanmış olduğunu da ifade eden Alpaslan-Roodenberg, Marmara Bölgesi’ndeki kazılarda ele geçen ilk çiftçilerin kemiklerini inceleyip, analiz ettiğini ifade ederek, “2008’den beri Harvard ve Viyana Antik DNA laboratuvarları ile iş birliği içinde çalıştık ve bizzat her iki laboratuvarın bilimsel ekibinde resmi olarak yer aldım. 2014’ten itibaren Türkiye’nin tüm coğrafi bölgelerindeki bazı kazılardan Kültür Bakanlığı’nın ilgili yönergesi doğrultusunda alınan küçük kemik örnekleri ile Viyana ve Harvard Antik DNA laboratuvarlarında en son metotlarla analiz edilmesiyle alınan sonuçlar geçtiğimiz günlerde Science Dergisi’nin son sayısında yayımlandı. Aynı sayıda birbiriyle ilişkili üç makale halinde yayımlanan Türkiye merkezli bu çalışmadaki iki baş yazardan birisi de benim. Türkiye ve komşu ülkeleri ile Balkanlar’dan çoğu antropolog ve arkeolog olan 200’ün üzerinde yazarın katılımıyla yapılan bu çalışmada yalnızca Türkiye’den yaklaşık 35 müzeci ve akademisyen de yer aldı” diye konuştu.
Songül Alpaslan-Roodenberg söz konusu çalışmada Anadolu’nun Neolotik döneminden, Osmanlı’ya kadar olan döneminin antik genetik profilinin de ortaya koyulduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Bu çok önemli araştırmanın analiz sonuçları Anadolu’ya Neolitik dönemde iki göç olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca Hint- Avrupa dil ailesinin köklerini genetik olarak araştıran bu çalışmada bu dilin kökenlerinin steplerde ve Kafkasya’da olabileceğine dair işaretler vermekte. Enteresan bir bulgu ise Anadolu’da Tunç Çağı’na kadar olan sürede step kökeni olmamasıdır ki bu da Anadolu’nun kuzeyden gelebilecek göçlere neden açık olmadığı sorusunu da akla getirmektedir. Bu soruların cevabını da ancak yeni çalışmalar ve analizler net olarak verebilecektir. Çünkü Anadolu’da Tunç Çağı’nda Hititler var ve bu insanlar da Hint-Avrupa dil ailesine giren bir dil konuşuyordu. Bu nasıl oldu? Bunu yeni çalışmalar belirleyecektir.”

Anadolu Antik DNA projesi Urartuların kökeninin Anadolu ve Levant bölgesi olduğunu gösteriyor

Urartu, Anadolu ve Levant bölgesinden köken alıyor

Alpaslan-Roodenberg, tüm bu araştırma sonuçlarının yanı sıra bugüne kadar arkeologlarca da bilinen ancak genetik açıdan ilk kez kanıtlanan bir bulgunun ise Doğu Anadolu’da Van merkezli Urartu medeniyetinin, Levant ve Anadolu’dan köken aldığı olduğunu dile getirerek, “Van bölgesi örneklerinin analizi, Urartuların bölgedeki daha erken dönem toplumlarından geldiklerini ve Levant’tan köken aldıklarını ispatlarken, Urartu’nun bugünkü Ermenistan’daki uzantılarından da alınan örnekler ise onların yerel kökenli ve step kökenli olduklarını göstermiştir. Bu da birkaç yüzyıl hüküm sürmüş olan Urartu kültürünün, Van merkezli ve bölgedeki yaygın bir kültür olduğunu göstermektedir. Bu sonuçlar doğrultusunda Urartu yöneticilerinin merkez kökenli olup, yani Urartu’nun kurucularının Levant ve Van bölgesi kökenli olduğunu, bu kültürün bugünün Ermenistan’daki uzantılarının ise oradaki bölge halkından ve steplerden köken aldığına önemle işaret eder. Bu sonuçlar Urartu’nun Ermenistan kökenli bir kültür olduğuna dair söylentileri de artık genetik açıdan doğrulamamaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

“Anadolu Antik DNA” projesi sonuçlarının kaleme alındığı makalenin başyazarları Songül Alpaslan-Roodenberg’le birlikte Harvard Üniversitesi’nden Bilgisayar Mühendisi Genetikçi Dr. Losif Lazaridis ve ayrıca Viyana Üniversitesi Antropoloji Bölümü Başkanı Prof. Ron Pinhasi ve Harvard Laboratuvarı Başkanı Prof. David Reich de yardımcı yazar olarak geçiyor. 4 sorumlu yazar haricinde, 200’ün üzerinde antropolog, müzeci ve genetikçi de makaleye önemli katkılarda bulundu.

Kaynak DHA

Banner
Benzer Yazılar

Anadolu kökenli 41 eser Türkiye’ye iade ediliyor

5 Aralık 2023

5 Aralık 2023

Yasadışı yollarla yurtdışına kaçırılan Anadolu kökenli 41 eser Türkiye’ye iade ediliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin yoğun uğraşları sonucunda Anadolu’ya...

Halife Osman dönemi İslami kaya yazıtı keşfedildi

13 Haziran 2022

13 Haziran 2022

Suudi Arabistan’ın başkenti Mekke yakınlarında Halife Osman bin Affan dönemine tarihlenen İslami kaya yazıtı keşfedildi. Yazıt, İslam tarihinin başlangıcındaki önemli...

İran’dan Kaçırılan Antik Sırlı Tuğlaları İsviçre İade Etti

30 Aralık 2020

30 Aralık 2020

Yaklaşık 40 yıl önce İran’dan kaçırılan 49 sanat eseri İsviçreli yetkililerin yardımlarıyla evlerine iade edildi. Kültürel Miras, Turizm ve El...

Hatay’da elektrik kablosu yenileme çalışmaları sırasında lahit bulundu

29 Mart 2024

29 Mart 2024

Geçen yıl Şubat ayında meydana gelen iki büyük depremle yıkılan Hatay’da, enerji şirketinin başlattığı elektrik kablolarının yenileme çalışmaları sırasında bir...

Kajtuś adlı köpek Polonya’da son 100 yılın en büyük bracteat hazinesini buldu

21 Nisan 2022

21 Nisan 2022

Kajtuś adlı köpek sahibi ile yürürken aniden toprağı kazmaya başladı. Ve Kajtuś, Polonya’da son 100 yılın en büyük bracteat hazinesini...

Çin’in Hunan Eyaletinde Keşfedilen Antik Mezar Kompleksi

12 Ekim 2020

12 Ekim 2020

Çin’in Hunan eyaletindeki bir otobanda Han hanedanlığına ait (MÖ 202 – MS 220) tarihlenen bir grup antik mezar keşfedildi. Süregelen...

Prag’da 7.000 Yıllık Gizemli Dairesel Yapı Ortaya Çıkarılıyor

15 Eylül 2022

15 Eylül 2022

Arkeologlar, Çek Cumhuriyeti’nin Prag kentinin eteklerindeki Vinoř bölgesinde bulunan 7.000 yıllık roundel olarak adlandırılan (Çek dilinde ‘rondely’, yuvarlak anlamına geliyor)...

Şamuha Kenti Tanrıçası İştar’ın tapınağı çıkarılacak

11 Eylül 2021

11 Eylül 2021

Hitit İmparatorluğu’nun başkenti Hattuşa dışında bir dönem başkentlik yapan Şamuha (Kayalıpark-Sivas) idari kent olma dışında dini özelliği ile de dikkat...

Kars Kızıl Mağaralar defineciler tarafından talan ediliyor

2 Ocak 2023

2 Ocak 2023

Kars merkeze 20 km uzaklıkta bulunan Kars halkının Kızıl Mağaralar olarak bildiği Borluk Deresi Vadisi içinde yer alan mağaraların defineciler...

Antik parşömenler, MS birinci yüzyılda Petra’da yaşayan Nebati bir kadının hayatı hakkında şaşırtıcı bilgiler ortaya koyuyor

19 Aralık 2023

19 Aralık 2023

Petra, iki bin yıl önce güçlü bir ticaret imparatorluğunun başkentiydi. Ticarette uzmanlaşmış ve uzun yıllar bölgenin siyasi, kültürel ve ekonomik...

Suaygırları Yüzünden Çıkan Savaşta Öldürülen Mısır Firavunu

17 Şubat 2021

17 Şubat 2021

Firavun II. Seqenenre Taa savaş alanında korkunç bir ölümle karşılaştı. Live Science’de yayınlanan bir habere göre Firavun ülkesini korumak isterken...

51.000 Yıllık Kemik Dünyanın En Eski Sanat Eseri Olarak Düşünülüyor

6 Temmuz 2021

6 Temmuz 2021

Berlin’in yaklaşık 150 mil güneybatısında, orta Almanya‘nın Harz Dağları’ndaki bir mağarada ortaya çıkarılan 51.000 yıllık geyik ayak kemiğinin dünyanın en...

Çin, Terracotta Savaşçıları için arkeoloji müzesi inşa etti

19 Nisan 2022

19 Nisan 2022

Dünyaca ünlü Terracotta Savaşçıları artık Çin’in kuzeybatı eyaleti Shaanxi’da inşası tamamlanan arkeoloji müzesinde ziyaret edilebilecek. Shaanxi Arkeoloji Akademisi, müzenin 2022’de...

Tunceli’de Urartulara ait olduğu düşünülen iki açık hava tapınağı keşfedildi

28 Mart 2024

28 Mart 2024

Arkeologlar, biri Tunceli’nin en doğusunda, diğeri ise en batısında olmak üzere iki kale içinde açık hava tapınağı keşfettiler. Açık hava...

İskandinav Elitlerinin Tanrılara Kurban Olarak Verdikleri 7 Altın Kolye Bulundu

13 Mayıs 2021

13 Mayıs 2021

Norveç’in Østfold County Rade belediyesi yakınlarındaki bir tarlada 7 altın kolye bulundu. Araştırmacılar, bu kolyelerin 6. yüzyılda bir kurban eyleminin...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]