Çanakkale’nin Bayramiç ilçesi Kurşunlu Tepesi’nde yer alan Skepsis Antik Kenti’nin hamam ve kilise kalıntıları Bayramiç barajının sularının çekilmesi ile tekrar gün yüzüne çıktı.
Son aylarda yağışların azalması ile Bayramiç barajının suları korkutucu düzeyde azaldı. Yaklaşık 90 milyon metreküp su tutma kapasitesine sahip barajda su seviyesi 10 milyon metreküpe kadar düştü.
Yaşanan bu çekilme ile 30 yıl önce sular altında kalan 2500 yıllık Skepsis Antik Kenti’nin hamam ve kilise kalıntıları yeniden görünmeye başladı.
Mitolojide “Bin pınarlı İda” olarak geçen Kaz Dağları’ndan gelen sularla beslenen Bayramiç Barajı sularının altında kalan hamam ve kilise kalıntılarının aslında yeni olmadığı daha önceleri de bu durumun yaşandığını dile getiren Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit, “Bayramiç’te Skepsis Antik Kenti olarak bildiğimiz kente ait kalıntılar bugün için Bayramiç Barajı’nın suları çekilince gün yüzüne çıktı. Burası aslında bizim uzun bir zamandan beri bildiğimiz bir yerleşim. Yaklaşık yüzyıl önce çalışmalar yapılmış, özellikle de Heinrich Schliemann ve Frank Calvert gibi isimler kazı yaparak önemli sonuçlar elde etmiş. Daha önce de Çanakkale Arkeoloji Müzesi’nin henüz daha baraj su toplamadan önce kurtarma kazıları yaptığını biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Skepsis, erken Hristiyanlık dönemine ait izler taşıyor
DHA muhabirine; Skepsis’deki yerleşimin yaklaşık olarak M.Ö. 6’ncı yüzyıla kadar gittiğini söyleyen Koçyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: “M.Ö. 5’inci ve 4’üncü yüzyıllarda kentin önem kazandığını, erken Hristiyanlık ya da Bizans dönemindeyse kilise ve hamam gibi önemli yapılara sahip olduğunu biliyoruz. Sular çekildiği için açığa çıkan yapılar da bahsi geçen hamam ve kilise gibi yapılara ait kalıntılar. Daha önce de Çanakkale Arkeoloji Müze Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen kurtarma kazıları mevcut. Dönemin Çanakkale Müzesi uzmanlarından Ömer Özden, Çiğdem Türker ve Tevhit Kekeç’ten oluşan ekip tarafından ilk defa kurtarma kazıları yapılıyor. Erken Bizans dediğimiz döneme ait olan kilise ve özellikle hamam yapısı açığa çıkıyor.”
Kurtarma kazıları Bizans dönemine ait birçok bilgi sağlanıyor
Kalıntıların su yüzüne çıkmasının çok önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan Koçyiğit, “Kurtarma kazıları 1 yıl aradan sonra yine Çanakkale Müze Müdürlüğü tarafından ama bu kez Cevat Başaran’ın bilimsel heyet başkanlığında, Musa Tombul, Ali Yalçın Tavukçu gibi kalabalık bir ekip tarafından tekrar başlıyor ve önemli sonuçlar elde ediliyor. Hamam yapısı özellikle Bizans döneminde ender bildiğimiz yapılardan biri ve sahip olduğu süsleme özellikleri nedeniyle önem taşıyor. Dönemin mimarisi, inşaat teknikleri, hamam ve yıkanma gelenekleri hakkında bize bilgi veriyor. Bu anlamda bu kalıntıların su yüzüne çıkması bizim için önemli” diye konuştu.
Kurtarma kazılarıyla ilgili bilgi veren Koçyiğit, “Burada 1993 ve 1995 yıllarında yapılan kurtarma kazıları sonrası hamam ve kilise yapısı açığa çıkartılıyor, belgeleniyor ve rölöveleri çıkartılıyor. Fakat ne yazık ki bölgenin ihtiyaçlarından dolayı, baraj gölünün de su tutması gerektiği için yapılar su altına kalıyor. Sular çekilince yaklaşık 30 yıl sonra bu yapıların tekrar açığa çıkması bizim için heyecan verici. Sular altına kalan bu tür yapıların, arkeolojik değerlerin ve kültürel mirasımızın akıbetini merak ediyoruz. Belki de yapacağımız yeni bazı gözlem ve incelemelerle eksik kalan bilgilerimizi tamamlayabiliriz. Yapıların durumu, hasar tespiti gibi konularda birtakım tavsiyeler ve çözüm önerileri sunabiliriz” dedi.
Skepsis Antik Kenti Helenistik ve Roma geçmişine sahip
Kentin bir Roma geçmişi olduğuna da değinen Koçyiğit, şunları söyledi: “Kazılar sonrası elde edilen veriler doğrultusunda, hazırlanan uzman raporları ve bilimsel makaleler ışığında biz bu yapıların M.S. 5’inci ve en geç 6’ncı yüzyıla ait olduğunu söyleyebiliyoruz. Bu demek oluyor ki; bu yapılar günümüzden belki de 1500 yıl kadar öncesine ait. Açığa çıkan her ne kadar erken dönem Bizans olsa da Skepsis Antik Kenti geçmişi çok daha eskilere dayanan bir kent. Kentin bir Roma geçmişi var. Ondan önce Helenistik, belki de Klasik ve Arkaik dönemlere uzanan bir tarihi söz konusu. Bu anlamda özellikle kurtarma kazılarında yapılan nekropoldeki kazılar, nekropolde ortaya çıkarılan mezarlar da bizim için önemli bir fikir veriyor. Çünkü bu nekropolde de yine Helenistik ve Roma dönemlerine tarihlenen mezarlar olduğunu biliyoruz.”