Yesemek taş ocağı 1890’lı yıllarda incirli (sam’al) kazılarını yürütmekte olan alman bilim adamı Felix von Luschan’ın önderliğinde bir grup tarafından keşfedilmiş.
Köylüler tarafından karatepe sırtı (aslanlı tepe-aslanlar tepesi) adıyla bilinmekte olan yamacın üzerinde Gaziantep ili İslahiye ilçesinin 19 km. güneydoğusunda ki Yesemek köyünün yakınında yer almaktadır.
Eski Önasya Dünyasın’da bugüne kadar keşfedilmiş en büyük heykel atölyesidir. Atölyedeki ilk bilimsel çalışmaları Prof. Dr. Bahadır Alkım ve ekibi tarafından 1957-1961 yılları arasında yapılmıştır. 6 kazı mevsimi boyunca çalışan bu ekip tarafından bir çok heykel gün yüzüne bu yıllarda çıkarılmıştır. Bulunduğu dönemlerde çok fazla tanıtımı yapılmamış olan bu eşşiz yerin büyüklüğü de 300×400 m. dir.
Keşfedildiği zamandan neredeyse 30 yıl kadar sonra 1989-1991 yılları arasında İlhan Temizsoy önderliğinde Gaziantep Müze Müdürlüğü tarafından kazı ve çevre düzenlemesi çalışmaları yapılarak açık hava müzesi haline dönüştürülmüştür.
Araştırılan kaynaklarda adının eskiden “Gessemek” olan köy muhtemelen zaman içinde okunması daha kolay olan “Yesemek” adına dönüşmüştür.
Hitit kralı I. Şuppiluliuma döneminde (MÖ. 1375-1345) döneminde açılmış olan atölye de bölgenin yerli halkı olan hurriler çalışmış. Hitit devletinin bilinmeyen sebeplerle sona ermesinin ardından bir süre çalışmalarına ara vermiş olan atölye Geç Hitit krallıkları olarak ifade edilen bu krallıklardan biri olan Sam’al (Zincirli) krallığı MÖ. 9 yy. da bu bölgeye hakim olmasıyla yeniden faaliyete geçmiştir. Bölgenin karışık siyasi ve kültür etkisiyle eserlerin Asur, Hitit ve Suriye kültürüne ait unsurlar görülmektedir. Yesemek Taş Ocağı ve Heykel Atölyesi’de bir çok devletin sanat özelliklerini yansıtan eserlerin bulunması sanatsal yönden önemini daha da artırmaktadır. MÖ. 7. yüzyılın son çeyreğinde Sam’al devletinin Assur’lular tarafından yıkılmasıyla bölge Assur egemenliği altına girmiş ve atölye kapatılmıştır.
Günümüzde Sfenksler, Kapı Aslanları, Kanatlı (Yeleli) Aslanlar, Oturan Aslanlar, Dağ Tanrısı Kabartmaları (Amanos Dağları’nı temsil eden), Savaş Sahnesi Kabartmaları ve Sutün Kaideleri gibi mimari parçalar kendi doğal ortamlarında sergilenmektedir.