Leeds Beckett Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar, tarih öncesi avcılar tarafından toplanan taş nesnelerin hayvanları avlamak için silah atmak kadar etkili olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırmacılar Güney Afrika’da bulunan 55 adet top şeklindeki taş nesneyi analiz ettiler. Tenis topu büyüklüğünde ama daha ağır olan bu taşların amacı anlaşılamamıştı.
Leeds Beckett’de algı, eylem ve somut biliş uzmanı olan Dr Andrew Wilson liderliğindeki araştırmacılar, Wyoming Üniversitesi’nden Doçent Doktor Qin Zhu, Liverpool Üniversitesi’nden Profesör Lawrence Barham ve Profesör Ian Stanistreet ve Profesör Geoffrey Bingham ile birlikte bu taşların işlevlerini açıklamak üzere yola çıktılar.
Araştırmacılar bu taşların avcılıkta kullanılıp kullanılmadığını öğrenmek istiyorlardı ama sonuç daha şaşırtıcıydı. Taşlar avcılıkta kullanılmıştı ama bundan daha önemlisi küresel kayaların çoğunun fırlatılacak kadar hafif olmakla birlikte hasar verecek kadar ağır olması arasında mükemmel bir denge olduğunu buldular.
Bu mükemmel dengeyi oluşturan atalarımızın doğru taşları ve nesneleri seçmede metodik bir zihinle çalıştıklarını göstermekte.
Dr. Wilson ayrıca insan vücudunun bu süreçte atma konusunda iyi olucak durumda evrimleştiğini öne sürüyor.
Dr Andrew Wilson açıklamasında : “Diğer hayvanların ara sıra nesneleri fırlattığı bilinmesine rağmen, hiçbiri eğitimli bir insanın ulaşabileceği hız, doğruluk ve mesafelere erişemez. İnsanlar, hem anatomik hem de psikolojik olarak fırlatma konusunda benzersiz bir şekilde uzmanlaşmıştır. Fırlatma, Evrimsel geçmişimizdeki hayati rol, hem av avlamamıza hem de leşleri temizlemek için diğer etoburlarla rekabet etmemize olanak tanır. Uzaktan ava zarar verme veya öldürme yeteneği, sadece mevcut yiyecek çeşitliliğini genişletmekle kalmaz, aynı zamanda yakın çatışma riskini de azaltır.”
Sonraki evrelerde mızrak atma konusunda atalarımızın gösterdiği başarı taş atma becerisinden gelişmiştir. Mızrak geliştirmeden önce, kayalar sahip olduğumuz en iyi aletti. Benzersiz fırlatma yeteneğimiz, insanlara dünyaya hükmetmek için genetik avantaj sağlayan şeyin bir parçasıdır.
Bu çalışma, modern insanların nesnelerin fırlatma olanaklarını nasıl algıladıkları, Ocaklar Mağarası’nda bulunan taşların matematiksel bir analizini sağlamak ve bu nesneleri fırlatma için mermi olarak değerlendirmek için araştırmalar yapıyor.
Araştırmacılar, maksimum mesafe ve dolayısıyla maksimum hız ve hasar atma için yeterliliklerin algılanması (bir nesne veya çevre üzerinde bir eylem olasılığı) üzerine yapılan araştırmayı kullanarak, bir uzman tarafından fırlatıldığında küremsilerin maruz kalacağı mermi hareketlerini simüle ettiler. Bu simülasyonlar daha sonra bu mermilerin impala gibi orta büyüklükteki bir av hayvanına zarar verme olasılığını tahmin etmek için kullanıldı. Araştırmacılar, analiz edilen taşların% 81’inin 25 metreye kadar mesafelerde önemli hasar vermiş olabileceğini buldu.
Daha fazlasını okumak isterseniz: https://www.sciencedaily.com/releases/2016/08/160810090205.htm